Makale12:44, 10 Haziran 2025
Erdoğan’ın anayasa çağrısının arka planı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda sık sık “yeni, sivil, demokratik bir anayasa” çağrısı yapıyor. Her ne kadar bu çağrılar, demokrasi ve reform söylemleriyle sunulsa da, siyasi çevrelerde ve akademik kamuoyunda bu çağrının ardında yatan gerçek amaçlar ve niyetler tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Bu makalede, Erdoğan’ın yeni anayasa ısrarının ardında yatan muhtemel nedenler ve bu tartışmaların Türkiye’nin siyasal yapısına etkisi incelenecektir.
Tarihsel arka plan: 1982 anayasası ve değişiklikler
Türkiye halen 1982 yılında askeri darbe sonrası yürürlüğe giren anayasayı kullanmaktadır. Bu anayasa, yıllar içinde 20’den fazla kez değiştirildi. En köklü değişikliklerden biri, 2017’de yapılan referandumla parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş olmuştur.
Erdoğan’ın son anayasa çağrısı ise bu köklü değişimden sonra bile mevcut sistemin yetmediğine dair bir sinyal olarak değerlendirilebilir.
Erdoğan’ın 'gerekçeleri' neler?
Erdoğan, yeni anayasa çağrısını yaparken şu gerekçeleri öne sürmektedir:
"1982 Anayasası’nın askeri darbe ürünü olması,
Mevcut anayasanın “milli iradeyi tam yansıtmaması”,
Hukuk devleti, özgürlükler ve demokratikleşme ihtiyacı,
Daha esnek ve etkin bir yönetim sistemi ihtiyacı."
Bu gerekçeler, demokratik reform beklentisi içinde olan bazı kesimler için 'olumlu çağrışımlar' yaratsa da, uygulamada farklı motivasyonlar olduğu ileri sürülmektedir.
Asıl amaç ne olabilir?
Erdoğan bu adımla siyasi meşruiyetinin yeniden tesis etmek istiyor. Erdoğan, 2023 seçimlerinden sonra güç kaybetmemek adına sistemi yeniden şekillendirme arayışında olabilir. Yeni bir anayasa ile hem geçmişin eleştirilerinden sıyrılmak hem de yeni bir “kurucu lider” imajı yaratmak mümkündür.
Erdoğan cumhurbaşkanlığı sistemini kalıcılaştırmak niyetinde. 2017 referandumuyla getirilen sistemin eksik yönleri olduğu görülüyor. Yeni bir anayasa ile bu sistem daha katı ve kurumsal hale getirilebilir; yürütme daha da güçlendirilebilir.
Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısının perde arkasında en çok tartışılan olasılıklardan biri de görev süresini uzatmak ve/veya yeniden aday olabilmenin önünü açmak isteğidir.
Türkiye anayasası'nın 101. maddesine göre"Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir."
Erdoğan, 2014’te halk oylamasıyla ilk kez, 2018’de yeni sistemle ikinci kez Cumhurbaşkanı seçildi. 2023’te üçüncü kez aday oldu. Bu tartışmalıydı çünkü: 2018'deki seçimler “sistem değişikliği” sonrası ilk sayıldığı için, Erdoğan ve YSK bunu “ilk dönem” olarak kabul etti. 2023 seçimleri ise bu “ikinci dönem” olarak tanımlandı.
Dolayısıyla mevcut anayasaya göre 2028’de aday olamaması gerekiyor. Ancak burada kritik bir detay var: "Meclis seçimleri yenilerse Cumhurbaşkanı bir kez daha aday olabilir."(Anayasa Madde 116/3) Bu madde, Erdoğan'a bir istisna kapısı bırakıyor.
Eğer yeni bir anayasa kabul edilirse, Erdoğan bunu: “Yeni sistem, yeni dönem” gerekçesiyle, tıpkı 2018'de olduğu gibi "önceki dönemler sayılmaz" yorumuyla, kendisini bir kez daha aday yapacak hukuki zemin olarak sunabilir.
Yeni anayasa süreciyle birlikte Meclis erken seçim kararı alırsa, Erdoğan yine aday olabilir. Yani: Ya anayasa değişikliği ile “sıfırlama” yapılacak, ya da yeni anayasa süreci erken seçimi tetikleyerek adaylık yolunu açacak.
Böylece Erdoğan, “yeni anayasa = yeni Türkiye” söylemiyle: Kendisini yeni rejimin kurucu lideri olarak konumlandırmak, bu sayede görev süresini tartışmasız şekilde uzatmak istiyor olabilir.
Diğer sebeplerden biri de yargı ve güçler ayrılığı konusunda daha fazla denetim sahip olmak. Mevcut sistemde bile yargı bağımsızlığı tartışmalı iken, yeni anayasa ile yüksek yargının yetkileri daraltılabilir, Cumhurbaşkanının atama yetkileri genişletilebilir.
Bu şekilde Erdoğan muhalefet meselesi de çözmüş olur. Aslında bu adım siyasi muhalefeti zayıflatma ve ittifakları bölme amacı da taşıyor. Muhalefetin yeni anayasa sürecine katılması için davet yapılması, onları kendi içinde bölmek ve ortak bir karşı duruşu engellemek için stratejik olabilir.
Muhalefetin Tutumu
CHP ve İYİ Parti, “mevcut ortamda anayasa yapılamaz” görüşünde. Mevcut medya düzeni, yargı sistemi ve Meclis çoğunluğunun bu kadar tek taraflı olduğu bir düzlemde, “sivil anayasa” söyleminin meşruiyet üretme aracı olduğuna dikkat çekiyorlar.
Sonuç
Тürkiye Cumhurbaşkanı'nın yeni anayasa çağrısı, sadece hukuki ya da demokratik ihtiyaçlardan değil; aynı zamanda siyasi gelecek, güç konsolidasyonu ve rejim kalıcılığı gibi nedenlerden kaynaklanıyor olabilir. Türkiye'de anayasa yapım süreci, 'demokratik meşruiyetin' en temel göstergelerinden biridir. Bu süreç, tüm tarafların eşit ve özgür biçimde temsil edildiği bir zeminde yürütülmedikçe, yapılan anayasa “sivil” değil, sadece yeni bir “kurumsal güç inşası” olabilir.
Yeni anayasa çağrısının altında yatan temel nedenlerden biri, Erdoğan’ın görev süresini uzatmak ve bir kez daha aday olabilme zeminini hazırlamaktır. Bu da anayasa sürecinin “hukuki” değil, stratejik bir siyasi araç olarak kullanıldığını düşündürmektedir.
Bölümün son haberlerİ

Yeni anayasa çağrısının altında yatan temel nedenlerden biri, Erdoğan’ın görev süresini uzatmak ve bir kez daha aday olabilme zeminini hazırlamaktır.

Bu yazıda, Azerbaycan’ın sözde 'KKTC’yi tanıma ihtimali, siyasi, diplomatik ve jeopolitik bağlamda ele alındı.

İsviçreli Ermeni gazeteci kaleme aldığı makalede Azerbaycan'da tutuklu bulunan ve haklarında dava açılan 23 Artsakhlı savaş esirinin derhal serbest bırakması çağrısında bulundu.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
İran, “Zengezur Koridoru”nun açılmasını engelledi. Bu açıklama, İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in danışmanı Ali Ekber Velayeti tarafından Khamenei.ir’e verdiği bir röportajda yapıldı.
Türkolog Ruben Safrastyan’ın değerlendirmelerine göre, Türkiye son yıllarda birçok bölgesel ve küresel krizde arabulucu olarak öne çıkma stratejisi benimsemiştir.
Görgü tanıkları, uçağın kalkıştan kısa süre sonra düştüğü bilgisini verdi.
Uzmanlar, Hindistan’ın Ermenistan’a yönelik savunma desteklerini yalnızca askeri satış değil, aynı zamanda bölgesel dengeyi yeniden kurma çabası olarak da yorumluyorlar.
Ermenistan İçişleri Bakanı, Brüksel’e gerçekleştirdiği çalışma ziyareti çerçevesinde AB İçişlerinden ve Göçten Sorumlu Komiseri Magnus Brunner ile bir araya geldi.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |