Makale16:41, 24 Şubat 2025
İstanbul, yıkıcı bir depremin eşiğinde

Türkiye, Avrasya, Arap ve Afrika tektonik fay hatlarının kesişme noktasında yer alan karmaşık bir coğrafya konumunda bulunmaktadır ve bu durum onu dünyanın en deprem aktif bölgelerinden biri haline getirmektedir.
Son yıllarda Türkiye ve çevresindeki bölgelerde, özellikle Ege Denizi'nde, kaydedilen çok sayıda deprem, Türk toplumunu ve bilim insanlarını bir kez daha endişelendirmiştir.
Bu durumu göz önünde bulundurursak, diğer vatandaşlarla birlikte milyonlarca insanın yaşadığı İstanbul da büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalmaktadır. Birçok bilim insanının görüşlerine göre, İstanbul, Türkiye’nin en hassas şehirlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
İstanbul, Türkiye’nin en büyük ve en yoğun nüfuslu kentidir. Şehir, dünyanın en aktif tektonik fay hatlarından biri olarak kabul edilen "Kuzey Anadolu Fay Hattı"nın yakınında yer almaktadır.
Tarih boyunca bu fay hattı, önemli büyük depremlere neden olmuştur. Bu depremlerden biri de, 1999 yılında Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan İzmit kentinde yaşanmış (7,6 büyüklüğünde) ve 17.000'den fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur.
Türkiye’nin en tanınmış sismologlarından biri olan Prof. Dr. Naci Görür, her gün kaydedilen depremleri dikkatle izlemekte ve ülkedeki giderek artan sismik aktiviteleri değerlendirmektedir. Görür, İstanbul'un yakın gelecekte büyük bir depremle karşı karşıya kalabileceğini vurgulamaktadır.
Görür'e göre, fay hattında biriken enerji sonucunda her an 7 veya daha üzerinde büyüklükte bir depreme yol açılabilir.
"İstanbul, böyle bir depreme hazır değil, çünkü şehirdeki yapıların çoğu modern sismik standartlara uygun değil."
İstanbul’un deprem dayanıklılığı ve muhtemel felaketin etkileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da doğrulanmaktadır.
2025 yılının Şubat ayının başında, Erdoğan, yerel yönetimlere deprem hazırlıklarını ciddiye almaları konusunda çağrı yapmıştır:
"Şehirlerimizi ve özellikle İstanbul'u depreme dayanıklı hale getirmekten başka seçeneğimiz yok."
Bu çağrı, Ocak ayının sonu ile Şubat ayının başları arasında Ege Denizi'nde ve Türkiye kıyı şeritlerinde sık sık meydana gelen depremlerle ilişkilidir. Bu konuda ayrıca Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) bir rapor yayınlamıştır.
Buna göre, 28 Ocak-3 Şubat tarihleri arasında, Türkiye saatiyle 15:50'de, Ege Denizi'nde 570 sarsıntı kaydedilmiştir. Bununla birlikte, denizde potansiyel bir yanardağ patlaması ve bunun sonucunda oluşabilecek tsunami tehdidi hakkında bilgiler de kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Bu analizlere paralel olarak, sahil bölgelerinde olası bir tsunamiye karşı alarm sistemlerinin kurulması çalışmaları başlatılmıştır.
Bu gelişmeler, yakın geçmişte Türkiye'de meydana gelen yıkıcı depremleri hatırlatıyor.
İki yıl önceç; 6 Şubat 2023 tarihinde, merkez üssü Kahramanmaraş ilinde ard arda 7 ve üzerinde büyüklükte depremler meydana gelmiş, 55.000'den fazla insan hayatını kaybetmiştir. Mağdurlar ve evsiz kalan insanların sorunları ise bugün hala tam bir şekilde çözülmüş değildir.
Bazı sismologlara göre, Kahramanmaraş depremleri yakındaki fay hatlarını ve gaz birikim sürecini tetiklemiştir. Bu depremler doğrudan İstanbul'u etkilememiş olsa da, tektonik stresin arttığını göstermektedir.
Sismolog Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, şu ifadeleri kullanmaktadır: "İstanbul, büyük bir depreme doğrudan maruz kalma riskiyle karşı karşıya. Son depremler, tektonik stresin artmaya devam ettiğini ve bunun mutlaka İstanbul'u etkileceğini gösteriyor."
İstanbul'un deprem dayanıklılığını incelemek gerekliliği bu bağlamda ortaya çıkmaktadır.
İstanbul Planlama Ajansı’nın Marmara Depremleri’nin 25. yılı için hazırladığı rapora göre İstanbul’daki mevcut yapı stokunun önemli bir kısmı hâlâ depreme dayanıklı değildi. Yıkıcı bir depremde büyük bir can ve mal kaybı riski bulunuyordu.
Olası bir deprem durumunda hasar alması öngörülen binalara ilişkin çeşitli yıllarda çalışmalar da yapıldı. 2019 yılında gerçekleştirilen "İstanbul’un Olası Deprem Kayıpları Tahminlerinin Güncellenmesi" çalışması kapsamında ise 7,5 şiddetinde senaryoda 13 bin 495 binada çok ağır, 34 bin 345 binada ağır, 146 bin 552 binada orta, 301 bin 626 binada ise hafif hasar oluşacağı öngörüldü.
Buna göre, İstanbul'un büyük bir deprem ve bunun yıkıcı sonuçların riski altında olduğunu söylemek mümkündür. Bilim insanları, İstanbul'un büyük depremler için hazır olmadığında hemfikir ve hazırlık önlemlerinin hızlandırılması gerektiğini vurgulamaktadır.
İstanbul'un geleceği, yerel yönetimlerin ve hükümetin nasıl bir yön izleyeceğine ve olası bir deprem öncesi hazırlıklarına bağlıdır.
Erdoğan, 2020'de de İstanbul'daki şehir dönüşümü projelerinden bahsetmişti. Bu projelerin amacı, şehrin altyapısını güçlendirmek ve deprem risklerini azaltmaktı. Bu kapsamda, eski ve güvenli olmayan binaların yıkılması ve bunların yerine yeni, deprem dayanıklı yapılar inşa edilmesi planlanıyordu.
Türkiye Cumhurbaşkanı ayrıca, düzenli olarak deprem tatbikatları yapılması ve halkın, depremler sırasında yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilme çağrısında bulunmuştu. Ancak yıllar önce verilen bu talimatlarla ilgili uygulamalara dair bilgiler hala belirsizdir.
Şu anda, depremlerin sıklığının arttığı bir dönemde Erdoğan, yine depreme karşı ciddi hazırlık yapılması gerektiğini vurguluyor, bu da önceden "ciddi şekilde ilgilenilmemesi" ve olası tehlikelerin istenilen ölçüde nötralize edilmemesi gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bölümün son haberlerİ

Tarih, ulusların kimliklerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak tarihi olaylardan kaynaklanan travmalar günümüz diplomasisinde ve uluslararası ilişkilerde aşılması güç engeller oluşturabilmektedir.

Eğer boykotlar yaygınlaşır ve büyük ekonomik zararlar doğurursa, hükümet bazı adımlar atmak zorunda kalabilir.

Ermenihaber.am, bu anlaşmaya ilişkin dünyadan gelen tepkilerini ve Ermenistan yetkililerini açıklamalarını yayınladı.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Aslan'ı konuşması sırasında sürekli olarak hakaret içeren sözlerle kesmeye çalışan iktidar partisi milletvekili, milli takımın eski futbolcusu Ünal Karaman oldu.
Haberde, 2011 yılında Ermenistan’da kurulan ve günümüzde 1,5 milyar dolar değer biçilen "Picsart" şirketinin başarı öyküsüne de yer verildi.
Sevag Balıkçı, 2011'de Ermeni Soykırımı'nın anıldığı gün olan 24 Nisan'da, zorunlu askerliğini yaparken Batman'da Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetmişti.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Roma'da Ermenistan Cumhurbaşkanı Vahagn Khaçaturyan ile bir araya geldi.
Eduard Sharmazanov'un konuşması sırasında Azerbaycan heyeti provokasyon girişiminde bulunarak onu yarıda kesmeye çalıştı.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |