Makale15:49, 22 Temmuz 2025
Türkiye ekonomisi çöküşün eşiğinde: İflaslar ve derinleşen kriz

2025 yılı itibarıyla Türkiye, yalnızca ekonomik bir durgunlukla değil, sistematik, yapısal ve yönetsel bir krizle karşı karşıyadır. Özellikle son bir yıl içinde ülke genelinde birçok büyük şirketin iflas etmesi ya da konkordato ilan etmesi, ekonomik düzenin çökme noktasına geldiğini göstermektedir. Bu süreç, yalnızca finansal bir sıkıntı değil, aynı zamanda Türkiye'nin üretim, yönetim ve güven sistemlerinin derin bir kriz yaşadığını da ortaya koymaktadır.
Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik kriz, sadece geçici bir daralma değil, derin yapısal sorunların bir sonucu. Bu analizde iflas eden firmaları, krizin nedenlerini ve Türkiye'nin olası ekonomik geleceğini mercek altına alıyoruz.
Türkiye’de resmi enflasyon oranları %50’nin üzerinde seyretmektedir, ancak halkın yaşadığı gerçek enflasyon bunun çok daha üzerindedir. Gıda, konut, ulaşım ve enerji gibi temel harcama kalemlerinde yaşanan artışlar, geniş halk kesimlerini temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale getirmiştir.
Merkez Bankası’nın faiz artırımları, enflasyonu kontrol altına almakta yetersiz kalırken, reel sektörde krediye erişimi neredeyse imkânsız hale getirmiştir. Bu da hem üretimi hem de işletmelerin hayatta kalma şansını zayıflatmıştır.
Türk Lirası'nın sürekli değer kaybı, ithalata dayalı üretim yapan firmaların maliyetlerini artırmış, döviz borçlarını çevirmekte zorlanan şirketler hızla iflas eşiğine gelmiştir. Döviz rezervlerinin azalması ve yapay kur baskısı sürdürülemez bir noktadadır.
Geçmişte hızlı büyüme uğruna aşırı borçlanan firmalar, ekonomik daralmayla birlikte bu borçları çevirememeye başlamıştır. Nakit akışı bozulan firmalar, konkordato ve iflas başvurularına yönelmiştir.
Hukuk sisteminin bağımsızlığına dair şüpheler, sık sık değişen ekonomi politikaları ve siyasi baskılar; hem yerli hem de yabancı yatırımcıların Türkiye'den uzaklaşmasına neden olmuştur.
Türkiye'deki ekonomik kriz, birçok tanınmış ve büyük ölçekli firmayı doğrudan etkilemiş durumda.
Türkiye’nin en büyük inşaat firmalarından biri olan Fi Yapı, Temmuz 2025’te resmen iflas etti. Yarım kalan binlerce konut projesi nedeniyle binlerce kişi mağdur oldu.
Ülke genelinde 25 mağazasıyla faaliyet gösteren bu züccaciye devi AGE Mutfak (Bernardo), 9 ay süren konkordato sürecinin ardından iflas etti.
Bursa merkezli döner zinciri Yusuf Et Çelik Döner, mali sıkışıklık nedeniyle konkordato ilan etti ve iflas eşiğine geldi.
Kuruyemiş sektörünün önde gelen firması Peyman Kuruyemiş, borçlarını yapılandıramadığı için ciddi iflas riskiyle karşı karşıya.
İstanbul’un en köklü esnaf lokantalarından biri olan Şahin Lokantası, konkordato başvurusunda bulunarak iflasın eşiğine geldi.
Türkiye’nin tekstil sektöründeki önemli üreticilerinden biri olan Atak Kumaş, 30 yıla yakın faaliyet gösterdiği sektörde resmi olarak iflas etti. Birçok büyük markaya üretim yapan şirket, mali baskılara daha fazla direnemedi.
Kısa vadede Türkiye ekonomisini bekleyen tehlikeler oldukça ciddidir: Aynı anda yüksek enflasyon ve düşük büyüme riski ortaya çıkabilir. Rezervlerin zayıf kalması durumunda ani bir döviz patlaması yaşanabilir. Bu zincirleme iflaslar, tedarik zincirlerini de çökme noktasına getirebilir.
Artan işsizlik, gelir eşitsizliği ve geleceksizlik hissi, toplumsal barışı tehdit eder hale gelmiştir.
Ülkedeki kriz yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyolojik bir travma da yaratmaktadır. Genç nüfusun büyük bölümü artık yurt dışında yaşamak istemektedir. Üniversitelerden mezun olanlar, Türkiye'de liyakate dayalı bir kariyer fırsatı görmemekte; bu da beyin göçünü hızlandırmaktadır.
Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz, artık sadece geçici bir türbülans değil, kurumsal, yönetsel ve yapısal bozulmanın sonucu olan sistemik bir çöküştür. Büyük holdinglerden tarihi lokantalara, tekstil üreticilerinden restoran zincirlerine kadar pek çok kesim bu krizden doğrudan etkilenmiştir.
Bu kriz nedeniyle Türkiye yalnızca ekonomik değil, sosyal ve kültürel bir erozyona da sürüklenmeye devam edecektir.
Bölümün son haberlerİ

Türkiye’deki ekonomik kriz derin yapısal sorunların bir sonucu. Bu analizde iflas eden firmaları, krizin nedenlerini ve Türkiye'nin olası ekonomik geleceğini mercek altına alıyoruz.

Ziyaretin bir diğer dikkat çeken yönü ise Paşinyan’ın İstanbul’da Ermeni Patrikhanesi’ni ziyaret etmeye çalışması, ancak kapıların kapalı olmasıydı.

Resmi açıklamalarda İsrail’i “soykırımcı” olarak tanımlayan bir Türkiye ile, sahada İsrail’e enerji, istihbarat, ticaret ve askeri lojistik sağlayan bir Türkiye arasında büyük bir fark vardır.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Son günlerde yürütülen operasyonlar sonucunda Azerbaycan, Ermenistan, Mısır, Hindistan, Ürdün, İran, Nijerya, Çin, Pakistan, Rusya ve Türkiye vatandaşları sınır dışı edildi.
Ermenistan Başbakanı'nın Basın Sözcüsü'nden, Armenpress ajansının ricası üzerine Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın son açıklamalarını değerlendirdi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü sözde "Zengezur Koridoru" söylemine değinip İran'ın bu konudaki takipli görüşünün altını çizdi.
Levon Aronyan: "Aileme, arkadaşlarıma ve taraftarlarıma teşekkür ederim. Her zaman ileriye"
Soykırımın tanınmasını Türkiye'nin ısrarla reddetmesinin yalnızca geçmişiyle yüzleşmesini engellemediği, aynı zamanda demokratikleşme sürecine ilerlemesini de sekteye uğrattığı vurgulandı.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |