ERMENI HABER AJANSI

Yazıma bir atasözü ile başlamak istiyorum. 

Hani çok ünlü bir atasözümüz var ya ‘Alma mazlumun ahını çeker çıkar aheste aheste’ diye.

Yani kimseye zulüm etme, ilahi adaletin karşısında, bunun bedelini yavaş yavaş, misli misli ödersin manasında. İşte biz Müslümanlar şimdi tam olarak, o “aheste aheste”yi yaşıyoruz. Aramızda yaşayan ama Müslüman olmayan halklara, yaptığımız zulmün bedelini Türkiy’de, Irakta, Pakistan’da, Afganistan’da, Filistin’de ve Suriye’de şimdi kat kat ödüyoruz. Aranızdan birileri ‘Şimdi bu yazıyı yazmanın zamanı mıdır?’ diye düşünebilir. Ben de evet tam olarak bu yazıyı yazmanın zamanıdır diyorum ve sebebini açıklıyorum. Alevileri Dersim’de, Maraş’ta, Sivas’ta, Çorum’da katletmedik mi? Bir milyonu aşkın Ermeni’ye, hamile kadınlar da dahil olmak üzere ‘ya Müslüman olursun ya da ölürsün’ demedik mi? Müslümanlığı kabul etmeyen Ermenileri, acımdan öldürmedik mi? Midyat ve çevresinde, binlerce Süryani’yi yok etmedik mi? Öz soydaşlarımız olan Ezidilerin malına mülküne zorla el koymadık mı? Ezidiler burayı terk etsin diye, türlü türlü baskılar uygulamadık mı? Ezidiler bu gün bile, bize emaneten verdikleri toprakları, köyleri, bizden geri alabilyorlar mı? Yani soydaşımız olan Ezidilere, topraklarını köylerini kendilerine geri veriyor muyuz? Hayır vermiyoruz. Dahası, hem bunca zulmü yapacağız, hem de biz demokratız biz Müslümanız diyeceğiz.

Peki bu gün aramızda kaç tane Ermeni var? Cevap gayet basit; aramızda hiç Ermeni yok, peki bu gün aramızda kaç tane Süryani ve kaç tane Ezidi var? Süryaniler yok denecek kadar az, Ezidiler ise bir elin parmakları kadar, ya var ya da yokturlar. Bu yazdıklarım şu anda savaş halinde olan bütün Müslüman ülkelerde yaşanan katliamların özetidir. Yukarıda yazdığım bunca katliamları, olumsuzlukları yapanlar, İslam adına yaptıklarını düşünüyorlar, düşünüyorlardı. Peki İslam’da böyle bir şey var mı? Haşa İslam’da asla böyle katliamlara ve zulümlere yer yoktur. Allah’a neden “Rabbilalemin” yani “alemlerin  Rabbı” deniyor. Eğer Allah sadece Müslümanların Allah’ı olsaydı, haşa o zaman Rabilmüslimin derlerdi. Kısacası bunca katliamı zulmü İslam adına yaptıklarını sananlar yanılıyorlar. Allah’ın adaleti tecelli ediyor, azınlıklara yaptıklarımızın bedelini, şimdi birbirimizi öldürerek ödüyoruz. Aramızda Ermeni, Süryani ve diğer gayrimüslimler kalmadığı için, şimdi birbirimizi öldürüyoruz. Sebebine gelince bahane çok basit, eskiden gayrimüslimse öldürün, üç gayrimüslim öldüren Cennete gider, diyor ve öldürüyorduk. Şimdi ne diyoruz, o Şii’dir öldürün, bu Sünnidir öldürün, bu da Alevidir öldürün diyoruz. Yani bizler hep öldürüyoruz, öldürmek kanımıza işlemiş sanki, yabancı bulamayınca şimdi birbirimizi öldürüyoruz. Sevgili okurlar umarım ki bu yazımla sizi sıkmamışımdır. Çünkü hala yazmaya devam etmeyi düşünüyorum.

Yazılarımı okuyanlar iyi bilirler, barış süreci başladığından beri Ak Parti’yi ve Başbakan’ı takdir ettim ve defalarca ‘bravo’ dedim. Barış sürecinin doğru bir karar olduğunu düşündüm, destekledim ve desteklemeye devam edeceğim. Ama gel gelelim ki ülkemizin Suriye politikası için aynı şeyi düşünmüyorum. Allah muhafaza bizi bir mezhepler arası savaşa bulaştırmasından endişeliyim. Esad’ın zulmüne sessiz kalalım demiyorum ama kraldan daha kralcı da olmayalım, yani Amerika’nın ve NATO’nun maşası olmayalım. Eğer Amerikalılar ve Avrupalılar samimi ise gelsinler Esad’ın zulmüne birlikte müdahale edelim. Küçük bir örnek: Amerika, Sırbistan’a sekiz bin kişi öldükten sonra müdahale etti, müdahalenin adı “sivilleri kurtarmak için insani müdahale” idi. Şimdi sormak lazım, Suriye”de yüz binlerce sivil insan öldü, Amerika ve Nato neden müdahale etmiyor? Sebebi gayet basit, çünkü Esad’ın gitmesi Amerika ve Nato’nun işine gelmiyor. Esad’dan sonra gelecek olan kökten dincilerden korkuyorlar, kısacası Suriye politikamız bizi bir felakete götürebilir. Ama şunu ifade etmeden geçemeyeceğim. Siyonistler, Müslüman ülkelerin liderlerine güveniyorlar ama kimse kusura bakmasın, yanlış yapan lider anında gider, şimdiye kadar Müslümanların yanlışlarını yazdım içim karardı.

Biraz da güzelliklerini yazayım, mesela yıllardır emperyalistlere, Siyonistlere, karşı cesurca mücadele eden Hizbullah’ın, son kararını doğru buluyorum. Hizbullah Emperyalistlerin ve siyonistlerin oyununu, özgür Suriye Ordusuna karşı savaştığı için boşa çıkardı. Çünkü özgür Suriye ordusu, Müslüman kardeşler ve diğer birkaç samimi Müslüman gurup hariç, geriye kalanların tamamı siyonistlerin çeteleridir. Nato’dan ve İngiltere’den para ve silah yardımı alan adamlara özgür Suriye Ordusu diyebilir miyiz? ÖSO çeteleri daha dün 700 sivil Kürdü kaçırmadı mı? Öso-Möso hikayedir. Asılolan Başbakanın ülkemizi Suriye bataklığı ile birlikte bir mezhepler savaşına koymamasıdır. Tek endişem budur, esen kalın.

Bayram Kalkan