Makale10:36, 17 Haziran 2025
Türkiye’nin İran-İsrail çatışmalarındaki rolü: Bölgesel çıkarlar ve etnik manipülasyon

Orta Doğu’da yaşanan İran-İsrail çatışmaları, sadece iki ülke arasındaki gerilimle sınırlı kalmayıp, bölgedeki diğer aktörlerin çıkar mücadelesine de sahne olmaktadır. Türkiye ise, resmi söylemlerinin ötesinde, bu çatışmalarda doğrudan ve dolaylı şekilde yer alarak bölgedeki istikrarsızlığı körüklemektedir. Özellikle İran’ın kuzeyindeki Türk kökenli nüfus üzerinden bölücü politikalar izleyerek bölgesel krizlerin derinleşmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca Türkiye istihbaratının bu çatışmalarda oynadığı rol, gizli operasyonlarla bölgedeki tansiyonu artırmak ve Türkiye’nin jeopolitik etkisini genişletmek üzerinedir.
Türkiye, resmi açıklamalarında bölgesel barış ve istikrar çağrısı yaparken, pratikte bölgedeki çatışmaları kendi lehine kullanmaktadır. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin İsrail saldırılarını kınayan açıklamaları, hükümetin gerçekteki politikasının üzerini örtmeye yöneliktir. Türkiye, İran-İsrail gerilimini manipüle ederek kendi bölgesel güç projelerini hayata geçirmeye çalışmakta, bu da Orta Doğu’da çatışmaların kalıcı hale gelmesine neden olmaktadır.
Bu politikaların en tartışmalı noktalarından biri, İran’ın kuzeyindeki Azeri Türkleri ve diğer Türk kökenli grupların bölücü gündemlerle kullanılma ihtimalidir. Türkiye, bu nüfusu kendi nüfuz alanını genişletmek için bir araç olarak görmekte, bu da komşu ülkelerin egemenlik haklarına açık bir müdahaledir. Böyle bir politika, bölgedeki etnik gerilimleri tırmandırmakta, Orta Doğu’da istikrarın daha da bozulmasına zemin hazırlamaktadır.
Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) bölgede yürüttüğü faaliyetler de bu dinamiklerin bir parçasıdır. İstihbarat operasyonları, sadece Türkiye’nin ulusal güvenliğini korumaya değil, aynı zamanda bölgedeki jeopolitik hesapları desteklemeye yöneliktir. Bu operasyonlar, İran ve İsrail arasındaki gerilimi artırmakta, vekil güçlerin çatışmalarını körüklemekte ve Türkiye’nin bölgesel nüfuzunu artırma stratejisinin karanlık yüzünü göstermektedir. Bu durum, Türkiye’yi bölgesel çatışmaların aktörü haline getirerek hem komşularıyla olan ilişkilerini zedelemekte hem de Orta Doğu’da barış umutlarını sekteye uğratmaktadır.
Bu karmaşık tabloya bir de uluslararası aktörlerin iyimser ama gerçeklikten uzak açıklamaları eklenmektedir. ABD Başkanı Donald Trump, İran ile İsrail arasındaki çatışmanın yakın zamanda sona ereceğine dair umut veren açıklamalarda bulunmuştur. Ancak Trump’ın bu söylemi, iki ay önce Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş hakkında da benzer şekilde ortaya çıkmış; Trump bölgedeki çatışmanın 24 saat içinde sona ereceğini iddia etmiş, fakat gerçekleşenler tam tersini göstermiştir. Bu örnek, Trump’ın İran-İsrail çatışması hakkındaki iddialarını temkinli değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.
Orta Doğu’nun karmaşık jeopolitik yapısı, vekil savaşların varlığı ve bölgedeki derin etnik-siyasi meseleler göz önüne alındığında, çatışmanın kısa vadede sona ermesi zor görünmektedir. Türkiye’nin bu süreçteki rolü ise, yukarıda belirtilen bölücü politikalar ve istihbarat faaliyetleriyle çatışmanın tırmanmasına dolaylı katkı sağlamakta, bölgesel barışın önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolü, barış için değil kendi jeopolitik çıkarları için tasarlanmış, bölgesel istikrarı tehdit eden bir oyun olarak değerlendirilebilir. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası arenadaki itibarını zedelemekle kalmayıp, bölgedeki barış ve güvenlik umutlarını da büyük ölçüde karartmaktadır.
Bölümün son haberlerİ

Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolü, barış için değil kendi jeopolitik çıkarları için tasarlanmış, bölgesel istikrarı tehdit eden bir oyun olarak değerlendirilebilir.

Yeni anayasa çağrısının altında yatan temel nedenlerden biri, Erdoğan’ın görev süresini uzatmak ve bir kez daha aday olabilme zeminini hazırlamaktır.

Bu yazıda, Azerbaycan’ın sözde 'KKTC’yi tanıma ihtimali, siyasi, diplomatik ve jeopolitik bağlamda ele alındı.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Paşinyan, Prag’da düzenlenen GLOBSEC 2025 forumunda yaptığı konuşmada, son yıllarda Ermenistan ile Türkiye arasında aktif bir diyalog sürecinin başladığını ifade etti.
Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolü, barış için değil kendi jeopolitik çıkarları için tasarlanmış, bölgesel istikrarı tehdit eden bir oyun olarak değerlendirilebilir.
Paşinyan, Ermenistan’ın, anlaşmanın imzalanması ve onaylanması süreci kapsamında Azerbaycan ile istişareleri hızla sürdürmeye hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
Söz konusu gezi kapsamında gazeteciler, Syunik Airport havayolu şirketinin desteğiyle Yerevan'dan Kapan'a seyahat etti.
Saldırı sonucu havaalanının bulunduğu bölgede büyük bir yangın meydana geldi.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |