Makale12:40, 23 Mayıs 2025
Azerbaycan neden sözde KKTC'yi tanımıyor?

Sözde 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti' (KKTC), 1983 yılında tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesine rağmen, bugüne kadar yalnızca Türkiye tarafından resmî olarak tanınmaktadır. Son yıllarda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye hükümeti, sözde 'KKTC’nin uluslararası alanda tanınması yönünde daha güçlü ve sistematik bir politika izlemektedir. Bu kapsamda özellikle Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyeleriyle yapılan temaslarda, sözde 'KKTC’nin tanınması çağrısı tekrar tekrar gündeme getirilmiştir. Bu yazıda, Azerbaycan’ın sözde 'KKTC’yi tanıma ihtimali; siyasi, diplomatik ve jeopolitik bağlamda ele alındı. Ayrıca Azerbaycan’ın bu temkinli yaklaşımının nedenlerini ortaya koymaktadır.
Türkiye'nin sözde 'KKTC'yi tanıtma stratejisi
Son yıllarda Türkiye, sözde 'KKTC’nin yalnızlaştırılmış uluslararası statüsünü kırmak amacıyla diplomatik atağa kalkmıştır. Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı çağrılar, sözde 'KKTC’yi gözlemci üye olarak Türk Devletleri Teşkilatı’na dahil ettirme çabaları, bu stratejinin önemli parçalarıdır. Türkiye, sözde 'KKTC’yi “Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası” olarak nitelendirerek, Türk cumhuriyetlerinin desteğini arkasına almak istemektedir.
Azerbaycan’ın diplomatik dengesi
Her ne kadar Azerbaycan ile Türkiye arasında güçlü kültürel ve siyasi bağlar bulunsa da, Azerbaycan dış politikada bağımsız ve dengeleyici bir çizgi izlemektedir. Bakü, yalnızca Türk dünyasıyla değil, Batı, Rusya, İran ve özellikle İslam dünyası ile de ilişkilerini gözetmektedir. Türkiye’nin KKTC’yi tanıtma girişimlerine destek vermek, Azerbaycan’ı gerek Batı ile gerekse İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi Arap ülkeleriyle karşı karşıya getirebilir. Zira bu ülkelerin büyük çoğunluğu Kıbrıs meselesinde Rum tarafını “meşru hükümet” olarak kabul etmektedir.
Azerbaycan’ın dış politikasında Kıbrıs sorunu
Türkiye ile 'kardeşlik' bağları olan Azerbaycan, bugüne kadar sözde 'KKTC'yi resmî olarak tanımamıştır ve genellikle BM kararları doğrultusunda hareket etmektedir. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:
Dağlık Karabağ meselesi: Azerbaycan, sözde 'toprak bütünlüğü' ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu ilkenin, Ermenistan’a karşı siyasi ve diplomatik mücadelesinde temel dayanak olduğunu düşünmektedir. Sözde KKTC’nin tanınması, uluslararası arenada “ayrılıkçı hareketlere” meşruiyet kazandırma riskini doğurabilir ve bu durum Karabağ’daki pozisyonunu zayıflatabilir.
Diplomatik denge: Azerbaycan, Batı dünyasıyla ilişkilerini dikkatli yürütmekte, aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası yapılarla 'uyum içinde olmaya' özen göstermektedir. Sözde KKTC'nin tanınması bu dengeyi bozabilir.
Türkiye ile ilişkiler: Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler 'duygusal ve tarihsel' düzlemde ne kadar 'güçlü' olursa olsun, Azerbaycan yönetimi bu ilişkiyi koşulsuz bir siyasi sadakat biçiminde yorumlamamaktadır. Nitekim Azerbaycan, kardeş Türkiye’nin sözde KKTC’yi tanıtma taleplerini anlayışla karşılamakla birlikte, ulusal çıkarlarını ve jeopolitik önceliklerini öncelemektedir. Bu açıdan bakıldığında, Azerbaycan’ın söz konusu tanıma çağrılarına mesafeli kalması, “ihanet” değil, uluslararası 'stratejik aklın bir yansımasıdır'.
Tanıma olasılığı ve senaryolar
Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıması için bazı koşulların olgunlaşması gerekir:
Çok taraflı bir tanıma hamlesi: Eğer Türkiye öncülüğünde birkaç Türk devleti (örneğin Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan gibi) aynı anda sözde KKTC'yi tanıma yoluna giderse, Azerbaycan bu adımı atmayı düşünebilir.
Uluslararası konjonktürün değişmesi: Sözde KKTC’nin statüsüne dair uluslararası toplumda bir yumuşama olursa veya BM nezdinde yeni bir çözüm modeli kabul görürse, Azerbaycan daha rahat bir pozisyon alabilir.
Kıbrıs meselesinde çözüm umutlarının tükenmesi: Federasyon temelli çözümün tamamen gündemden düşmesi durumunda, Azerbaycan de facto durumları tanıma yoluna gidebilir.
Sonuç
Azerbaycan’ın kısa vadede sözde KKTC’yi resmî olarak tanıması düşük bir olasılıktır. Bununla birlikte, Türkiye’nin bu yöndeki çağrıları Azerbaycan tarafından dikkatle izlenmekte ve stratejik bağlamda değerlendirmeye alınmaktadır. Orta ve uzun vadede, Türk dünyasının siyasi bir blok hâline gelmesi durumunda bu tür bir tanımanın gerçekleşmesi ihtimal dâhilindedir. Ancak Azerbaycan, Karabağ işğali sırasında elde ettiği 'kazanımlarını ve diplomatik dengelerini riske atmamak' için bu süreçte temkinli davranmayı sürdürecektir.
Bölümün son haberlerİ

Bu yazıda, Azerbaycan’ın sözde 'KKTC’yi tanıma ihtimali, siyasi, diplomatik ve jeopolitik bağlamda ele alındı.

İsviçreli Ermeni gazeteci kaleme aldığı makalede Azerbaycan'da tutuklu bulunan ve haklarında dava açılan 23 Artsakhlı savaş esirinin derhal serbest bırakması çağrısında bulundu.

İmamoğlu’nun avukatı davayı açmak için neden özellikle 6 Mayıs tarihini seçtiklerini anlattı.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Konferansta, Türkiye ve Azerbaycan ile tüm ticari faaliyetlerin sona erdirilmesi yönünde kolektif bir karar alındı.
Bu yazıda, Azerbaycan’ın sözde 'KKTC’yi tanıma ihtimali, siyasi, diplomatik ve jeopolitik bağlamda ele alındı.
Ermenistan’ın 3. Cumhurbaşkanı, gazetecilere demeç verdi.
Ani Badalyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in sözde “Batı Azerbaycan"ı bir kez daha dile getirmesine yanıt verdi.
Rubio bu açıklamayı, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde düzenlenen oturumda yaptı.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |