Bölge10:53, 17 Şubat 2020
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi: Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, İdlib'de yaşanan gelişmelerle ilgili "Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi. Altını çizerek söylüyorum, kendi egemen topraklarını. Suriye ordusu kendi topraklarında, kendi halkı için savaşıyor" dedi.
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Sputnik'e Türk-Rus ilişkileriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Aralık ayından itibaren Suriye'de özellikle Halep bölgesinde saldırıların yoğunlaştığını belirten Yerhov, geçen ay terör örgütleri tarafından 1400'den fazla saldırı düzenlendiğini ifade etti.
Geçtiğimiz ay Rusya ve Türkiye'nin İdlib'de ateşkes ilan etmeye çalıştığını ancak Ocak ayının son 2 haftasında binden fazla saldırı meydana geldiğini söyleyen Yerhov, şu ifadeleri kullandı: Burada sabır tükendi ve Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi. Altını çizerek söylüyorum, kendi egemen topraklarını. Suriye ordusu kendi topraklarında, kendi halkı için savaşıyor. Birtakım sakallı yabancıların dikte ettiği kurallara göre değil, atalarının yaşadığı gibi yaşama hakları için savaşıyorlar. Bu yüzden yasa dışı silahlı oluşumların elinden onlarca köyü ve son günlerde de stratejik öneme sahip M5 karayolunu kurtardılar, artık kimse taarruza geçmiş olan Suriye ordusunu geri çeviremez."
İdlib'de yaşanan son gelişmelere ilişkin "ortağını ve onun eylemlerindeki mantığı anlama, onun sözlerine kulak verme, onun olup bitene dair seninkinden farklı bir bakış açısına sahip olma hakkının bulunduğunu kabul etmekte bütünüyle isteksiz olunması. Böyle bir eğilim büyük belaya yol açabilir" diyen Yerhov, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bazıları için Şam'daki hükümet meşruiyetini kaybetmiş olabilir, ama bazılar için de meşrudur, kaldı ki böyle düşünenlerin sayısı az değil. Uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler (BM) üyelerinin büyük kısmı bu hükümeti meşru görüyor. Şam'ı her fırsatta eleştiren ama yine de iletişimi koruyan ve farklı konularda işbirliği yapanlar da var. "Savaş ekonomisi", bilirsiniz, çok kurnaz ve ilginç bir şey. İkincisi, Şam ve Rusya'nın 'ihlal' ettiği iddia edilen 17 Eylül 2018 Soçi Mutabakatı nedir? Bu ikili bir anlaşma ve bu anlaşma kapsamında taraflar üzerlerine oldukça açık ve net yükümlülükler aldı.
Örneğin, Rusya İdlib gerilimi azaltma bölgesinde Türk gözlem noktalarının varlığını ve bölgede askeri statükonun devam ettirilmesini kabul etti. Türkiye de İdlib'de oluşturulan 15-20 kilometre genişliğindeki silahsız bölgeden "tüm radikal terörist grupları", tanklar, çok namlulu roketatarlar, topçu sistemleri dahil tüm ağır silahları tahliye etme yükümlülüğünü aldı. M5 ve M4 karayollarını trafiğe açma konusunda da mutabakat sağlandı. Ne oldu, teröristler çıkarıldı mı? Yollar açıldı mı? Eğer yükümlülüklerinizi yerine getirmiyorsanız, diğer taraftan yükümlülüklerini yerine getirmesini talep etmeye hakkınız var mı? Anlaşma taraflarının yükümlülükleri 'diyalektik birlik içinde' bulunmalı, aksi takdirde eşit partnerlikten bahsetmek güç oluyor. Sonra. Çeteler silahsızlandırılmadı ve 'ılımlılardan' ayıklanmadı. Ne fark eder? Çok şey fark eder. Çünkü teröristler, onları kimsenin silahsızlandırmadığını ve 'ayırmadığını' görünce yüreklendi ve geçen yılın ilkbaharından itibaren Suriye hükümet ordusu mevzilerine ve bu arada Hmeymim'deki Rus hava üssüne saldırıları gün geçtikçe artırdı.
Aralık 2019 – Ocak 2020 döneminde, Suriye hükümet ordusu mevzilerine ve yakınındaki kentlere, ki bunun başında Halep geliyor, saldırılar çok daha etkin hale geldi. Geçen aralık ayında teröristler tank, piyade araçları, havan topları ve toplarla 1400'den fazla saldırı düzenledi. Ocak ortasında Türkiye ile birlikte İdlib'de bir kez daha 'ateşkes' ilan etmeye çalıştık. Ne oldu? Ocak ayının sadece son 2 haftasında binden fazla saldırı meydana geldi, yüzlerce Suriyeli asker, sivil öldü veya yaralandı. Silahlı insansız hava araçları ile Hmeymim'e saldırı girişimleri de devam etti. Burada da sabır tükendi ve Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi. Altını çizerek söylüyorum, kendi egemen topraklarını. Suriye ordusu kendi topraklarında, kendi halkı için savaşıyor. Birtakım sakallı yabancıların dikte ettiği kurallara göre değil, atalarının yaşadığı gibi yaşama hakları için savaşıyorlar. Bu yüzden yasa dışı silahlı oluşumların elinden onlarca köyü ve son günlerde de stratejik öneme sahip M5 karayolunu kurtardılar, artık kimse taarruza geçmiş olan Suriye ordusunu geri çeviremez.
Soçi'de Türkiye'nin varlığı konusunda anlaştığımızda, bu noktaların anlaşmada belirtilen ateşkesi ve anlaşmanın yerine getirilmesini gözlemleyeceği kastedilmişti. Ama anlaşma yerine getirilmedi, çatışmalar sürüyor ve şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Bu noktalardan ne için gözlem yapılmaktadır? Bu tesislerin işlevi ne? Ki askeri dilde bu noktaların adı aslında 'mustahkem mevkidir'. Yerel basın, bu Türk müstahkem mevkilerden Suriye ordu birliklerine yönelik topçu ateşi açıldığını bildiriyor. Bu noktalar aslında 'cephenin' çok gerisinde kaldı ve orada ne yapıyor?
"Peki ya bir şekilde Türkiye, ılımlılarla radikalleri birbirinden ayırma sürecini başlatabilirse ne olur?" sorusuna ise Büyükelçi Yerhov şöyle yanıt verdi: "Elbette bu yönde nihayet bir şeylerin yapılması iyi olur. Gerçi muhtemelen kolay değil. Uzmanların anlattığına göre, bugün militan ılımlı olabilir, ama yarın bir terörist grubun liderine biat ettiğini açıklayabilir, üstelik sadece yüz dolar karşılığında. Yarın da aldığı bu paralar karşılığında Libya'ya gider. Elbette böyle bir insanı benzerlerinden 'ayırmak' zor."
Bölümün son haberlerİ

Görüşme sırasında ikilli işbirliği ve bölgesel gelişmelere ilişkin konular ele alındı.

Ararat Mirzoyan ve Raşid Meredov ayrıca çok taraflı platformlarda iş birliği konularında da fikir alışverişinde bulundular.

Görüşme sırasında bölgesel ulaşım bağlantılarının geliştirilme olanakları ve iki ülke arasında muhtemel iş birliği perspektifleri ele alındı.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
The Times moda direktörü Anna Murphy, Ermenistan’daki ilk ziyaretini aktarırken bu ülkenin büyüleyici cazibesine, kadim kültürüne ve doğasının eşsizliğine dair gözlemlerini paylaştı.
Görüşme sırasında bölgesel ulaşım bağlantılarının geliştirilme olanakları ve iki ülke arasında muhtemel iş birliği perspektifleri ele alındı.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ile düzenlediği ortak basın toplantısında önemli açıklamalar yaptı.
Ermenistan, dünya şarap haritasındaki yerini kararlılıkla güçlendirmeye devam ediyor.
Fransa Cumhurbaşkanı, Ermenistan’da yürütülen reform gündemine ve Ermenistan Hükümeti’nin benimsediği barış stratejisine destek verdiğini ifade etti.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |