• Hakkımızda
  • İletİşİm
  • Soykırım
  • Karabağ
  • Askerİ
  • Alıntı
  • Makale
16 Haziran, 2025
Pazartesİ 03:43
Tür|Հայ|Pуc

ERMENI HABER AJANSI

Kısa ve öz
  • Röportaj
  • Ekonomİ
  • Polİtİka
  • Toplum
  • Kültür
  • Eğİtİm
  • Bölge
  • Dünya
  • Hukukİ
  • Spor

Röportaj13:15, 28 Şubat 2014

Hrant Kasparyan: Türkiye demokrasi adına söz söyleme hakkına sahip meşru bir zemini kalmayan bir ülke artık

Hrant Kasparyan: Türkiye demokrasi adına söz söyleme hakkına sahip meşru bir zemini kalmayan bir ülke artık

2 yıl hapis cezasına mahküm edilen yazar, turizmci, dil bilimcisi Sevan Nişanyan’ın tutuklu bulunduğu daha esnek olan Torbalı  açık cezaevinden Buca Kapalı Cezaevi’ne sevk edilmesi bildirildi.

Ermenihaber sitesi Nişanyan’ın kapalı cezaevine sürgün edilmesi, maruz kaldığı kısıtlamalar, kabul edilen yeni internet yasası, getireceği engeller ve kısıtlamalar hakkında Türkiyeli Ermeni gazeteci Hrant Kasparyan ile konuştu.

  • Sevan Nişanyan’ın kapalı cezaevine sevk edilmesi, onun susturulması anlamına mı geliyor? Gardiyanın hırsızlık olayını yazdığı gerekçesiyle sorgulanan Nişanyan, bundan böyle kapalı cezaevinde mi tutulacak?

Sevan Nişanyan’ın, cezası az olanların tutulduğu ve koşulları daha esnek olan açık cezaevinden Buca Kapalı Cezaevi’ne sevk edilmesi sürgün ve cezalandırma anlamına geliyor. Bu bir sindirme ve yıldırma girişimidir. Torbalı Cezaevi’ndeyken kredi kartını çalan bir gardiyanı ifşa ettiği için sürgün edilmesi, Sevan için nasıl adaletsiz bir sürecin işletildiğini, Sevan’ın nasıl bir adaletsizlikle karşı karşıya olduğunu apaçık ortaya çıkartmaktadır. Sevan Nişanyan’ın kapalı cezaevine sevk edilmesi, onu yalnızlaştırmaya, düşünsel alandaki katkılarına set çekmeye çalışmaktır. Kitaplar yazan, köy inşa eden, ülke gelişimine katkıda bulunan, düşünce özgürlüğü alanında ödüller alan, Hrant Dink ödülüne aday gösterilen bir aydının akıbetinin salt bir cezaevi yönetimine bırakılması, Türkiyelilerin adalet algısı konusunda ağır bir yara açmıştır. Bu seviyedeki bir “adalet” anlayışının Nişanyan’ı ne kadar süre kapalı cezaevinde tutacağını tahmin etmek zor.

  • Nişanyan niçin baskılara maruz kalıyor?

Sevan Nişanyan, bugünlerde Türkiye’yi sarsan hırsızlık, yolsuzluk/dolandırıcılık gibi yüz kızartacak bir suçu olmadığı için, fakat düşündüğü ve ifade ettiği doğrular onlara uymadığı için cezaevinde. Böyle bir ortamda, yargı ve adalet mekanizmasının devletin resmi ideolojisi refleksleriyle hareket ettiği daha da belirginleşiyor. Türkiye’de görünür ve hissedilir olan devletin resmi ideolojisi, yalana dayanmakta ve kitlelere baskı, zorbalık, zulüm, hapishane, sürgün, katliam ile kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Üniversiteler, mahkemeler, gazeteler, kitle haberleşme araçları tamamen bu resmi ideoloji çerçevesinde hareket edebilmektedir. Sevan, insan haklarına aykırı olan, tektipleştirici, “Türk-Sünni” unsurunu esas alan bu ideolojinin sorgulandığı “Yanlış Cumhuriyet” başlıklı bir kitap yayımladı. Kitabın yayımlanmasının ardından ona yönelik olarak yine bir takım “inşaat çalışmaları” gerekçe gösterilerek davalar açıldı. Yani uygulanmakta olan bu taktik bir yenilik değil ve bu kurnazlığın ifşa edilmesi, önlem alınması gerekiyor.

Şirince köyünü ihya eden Nişayan’ın yaptığı eserler için kendisine ödüller verilmesi gerekirken, devlet, daha yenileme ve restorasyon sürecindeyken bile Nişanyan’a zorluk çıkartmaya, onu engellemeye çalıştı. Koca bir köyü turizme kazandırarak bölgeye canlılık kazandıran Nişanyan, Şirince’deki kendi arazisi üzerine yaptığı iki duvarın “kaçak” olduğu gerekçe gösterilerek mahkûm edildi ve cezaevine gönderildi. Uluslararası arenada tanınan bir insan hakları kuruluşu olan Amnesty International Sevan’a biçilen ceza hakkında yaptığı açıklamada, “Nişanyan’ın kaçak inşaattan cezaevinde olması inandırıcı değil” dedi. Hepimiz Sevan’ın bir tür “kaçak inşaat” suçundan mahkûm edilmediğini, asıl olarak dile getirdiği fikirlerinden ötürü yargılandığını biliyoruz. Bu durum Türkiye’nin düşünce ve ifade özgürlüğü karnesine yeni bir skandal olarak geçmektedir. Devlet, kurnazca davranarak fikirlerinden ötürü doğrudan yargılayamadığı bir aydını, başka yapmacık bahaneler uydurarak hapse mahkûm edememelidir. Şayet böyle oluyorsa, düşünce özgürlüğü ve insan hakları örgütleri bu duruma sessiz kalmamalıdır.   

  • Düşünce ve ifade özgürlüğüne yeni bir engel olarak, kabul edilen yeni internet yasası gösteriliyor. Yasanın ne tür etkileri olacak?

Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünün devlet eliyle açıkça nasıl kısıtlandığı, kabul edilen yeni internet yasasıyla da bir kez daha ifşa oldu. Yasaya itiraz eden halkın, hükümete yakın bir gazete tarafından “porno lobisi” olarak tanımlanması, bu konuda sergilenen aymazlık ve küstahlığın zirvesi oldu.

Kabul edilen yasayla, internet sitelerine Türkiye’den erişim yasaklanabilecek ve devlet her internet kullanıcısının hangi sitelere girip ne tür işlemler yaptığını takip edecek, kişisel verileri iki yıl arşivinde bulunduracak ve istediği zaman bunu aleyhte delil olarak kullanacak. Bu her şeyden önce, gazetecilerin, yazarların, düşünür ve aydınların otosansür uygulamasına neden olacak. İlerici fikirler gündeme getiren aydınlara yapılabilecek en büyük baskı ve işkence otosansürdür. Kabul edilen yasayla, internet özgürlüğü konusunda Türkiye, Çin ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle aynı seviyeye inmiştir. Yasa, devletin resmi ideolojisi doğrultusunda etnik ayrımcılığı da körüklüyor. Türkiye bahsettiğim resmi ideolojisine uygun olmayan her türlü kaynağı reddeden, erişimini engelleyen, yaygınlaşmasını önleyen uygulamalarına bir yenisini daha eklemiş oluyor. Buna bir örnek verecek olursak, Türkiye basını tarafından kamuoyuna lanse edilen propaganda amaçlı, yalan veya tek taraflı haber ve analiz yazısı konusunda gerçekleri açığa çıkartan Paris merkezli Nouvelles d’Armenie’nin internet sitesine Türkiye’den erişim yasaklanmıştı. Ayrıca, Kürtlere yönelik yayın yapan birçok kaynak internet sitesi, yine devlet eliyle müdahale edilerek Türkiye’den erişime kapatılabiliyor. Yeni yasa ile, devlet “sakıncalı” bulduğu her siteyi rahatlıkla yasaklayıp, mahkeme kararı olmaksızın keyfi bir şekilde 24 saat içinde, Türkiye’den erişimine engelleyebilecek. Özetle, Türkiye halkları devletin resmi ideolojisi çerçevesinde kalem oynatan kaynaklara ve kitle haberleşme araçlarına mahkûm edilecek. Bu durum, hiç şüphesiz “ileri demokrasi” iddiasında bulunan bir hükümetin söylemleri ile alenen çelişiyor.   

  • İnternet yasasının seçimlerle ne tür alakası var?

İtiraz ve protestolara rağmen internet yasasının aceleyle kabul edilmesi, 30 Mart’ta yapılacak olan seçimlerle doğrudan alakalı. Yasa kabul edilmiş olsa da, internete yüklenen bazı ses kayıtları, oy kaybetme kaygısı taşıyan siyasi çevrelerin salt kendi siyasi çıkarları doğrultusunda almış oldukları bu “önlem”, pratikte pek de işe yaramayacak gibi görünüyor. Bu yüzden, son 10 günde, internet yasası, MİT yasası, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yasası gibi, ülke yönetimini ve rejimini doğrudan etkileyecek anti-demokratik yasalar apar topar kabul edildi. Gelişmiş ülkeleri bir kenara bırakalım, normal bir ülkede böyle bir şey gerçekleşebilir mi?

Türkiye, bundan altı önceki Türkiye değil. Demokrasi alanında kaydedilen gerilemeler, ülkenin istikrarını ve uluslararası konumunu doğrudan etkiliyor. Türkiye, Suriye başta olmak üzere bölgedeki diğer ülkelere, “diktatör yönetim” eleştirisi getirerek demokrasi adına söz söyleme hakkına sahip meşru bir zemini kalmayan bir ülke artık. 30 Mart’ta yapılacak olan seçim sonuçlarının bu gerçeği değiştirebileceğini sanmıyorum.

Anahit Veziryan

Ermenihaber.am


Bölümün son haberlerİ

Yeni Papa Kayserili Ermeni mi?  (Video)
20:02, 12 Mys
Yeni Papa Kayserili Ermeni mi? (Video)

14. Leo'ya ilişkin bu önemli iddia İstanbullu Ermeni iş adamı Nurhan Çetinkaya'dan geldi. Çetinkaya konuyu Ermeni Haber Ajansı'na değerlendirdi.

Gazeteci Demir Sönmez: Artsakh halkı tüm insani ve yaşam kaynaklarından mahrum bırakılarak ölüme terk edildi
09:58, 28 Nsn
Gazeteci Demir Sönmez: Artsakh halkı tüm insani ve yaşam kaynaklarından mahrum bırakılarak ölüme terk edildi

Ermenistan'da İsviçreli Ermeni gazeteci, fotoğrafçı Sönmez'in "Yaralı Yavru Kartal" kitabının tanıtımı yapıldı. Sönmez, Ermenihaber.am'e kitabını değerlendirdi.

Türkiyenin inkârına karşı Osmanlı belgeleri
18:49, 23 Nsn
Türkiyenin inkârına karşı Osmanlı belgeleri

Ermenihaber.am, Ermeni Soykırımı'nın 110. yıldönümü vesilesiyle, türkolog ve tarih bilimleri adayı Meline Anumyan ile özel bir röportaj yaptı.

Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”

En Çok Okunan

Reuters: “Trump, İsrail’in Hamaney’i öldürme planına onay vermedi”
Reuters: “Trump, İsrail’in Hamaney’i öldürme planına onay vermedi”

Trump ayrıca, Ukrayna-Rusya ve İsrail-Hamas savaşlarında ateşkes sağlanmasına yardımcı olduklarını öne sürdü.

Foto

picture Van’ın Akhtamar Adası’ndaki Surp Haç Ermeni kilisesinde ayin yapıldı

Vİdeo

picture Ermeni Soykırımı konulu “Anadolu hikayesi” filmi
Hava durumu

Takvİm

Anket

Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?

Evet0%
Hayır100%
Bilmiyorum0%
Daha sonra açılır0%

Pİyasalar

EURTRYUSD
549.8490.05485.12

ERMENİ HABER AJANSI

Kısa ve öz

  • Hakkımızda
  • İletİşİm
  • Soykırım
  • Karabağ
  • Askerİ
  • Alıntı
  • Makale
  • Facebook
  • Youtube
  • Twitter
  • RSS
© Copyright EH ermenihaber.am 2015
Tüm hakları saklıdır
  • Facebook
  • Twitter
  • Youtube
  • RSS
{"core.poll.vote_empty":"core.poll.vote_empty"}