ERMENI HABER AJANSI

İsveç Parlamentosu üyesi Erik Hellsborn, İsrail ile İran arasında yaşanan 12 günlük savaşın, Azerbaycan’ın Ermenistan’la barış anlaşması imzalamaya yönelik tutumunu olumsuz etkileyebileceği görüşünü dile getirdi. 

İsveçli milletvekili, Mart ayında üzerinde mutabakata varıldığı bildirilen anlaşmanın imzalanma ihtimaline ilişkin yorumlarında, bölgedeki son askeri gelişmelerin özellikle Azerbaycan’ın tutumunu etkileme potansiyeline dikkat çekti. Ona göre, İsrail-İran savaşının ardından İran’ın askeri kapasitesinde yaşanabilecek zayıflama, Azerbaycan açısından yeni bir stratejik fırsat yaratabilir. Bu durumun, Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı yeni toprak kazanımları elde etmeye yönelme ihtimalini artırabileceğini düşünüyor.

Hellsborn ayrıca, Ermenistan’ın demokratik yollarla seçilmiş hükümetinin kalıcı ve istikrarlı bir barışa ulaşma yönündeki çabalarının takdir edilmesi gerektiğini vurguladı. Ancak mevcut bölgesel dinamiklerin, bu hedefe ulaşma sürecini zorlaştırabileceğini de belirtti.

Röportajda Ermenistan ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin son dönemde kaydettiği dikkat çekici ilerleme de ele alındı. Hellsborn, AB ile Ermenistan arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkilerin güçlendirilmesinin her iki taraf için de karşılıklı faydalar sağlayacağını ifade etti. Avrupa’nın Ermenistan’ı daha geniş bir Batı medeniyetinin parçası olarak görmeye başlamasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.

Bu bağlamda, 29–30 Haziran tarihlerinde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın Yerevan’a gerçekleştirdiği ziyaretin, Ermenistan-AB ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısını araladığına işaret edildi. Ziyaret kapsamında, Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ile yapılan görüşmelerde, taraflar arasında yeni ve iddialı bir ortaklık gündemine dair müzakerelerin başarıyla tamamlandığı açıklandı. Kallas ayrıca, Başbakan Nikol Paşinyan ile de bir görüşme gerçekleştirdi.

Hellsborn’a göre, tüm bu gelişmeler, Ermenistan’ın uluslararası iş birliklerini güçlendirmesi ve bölgede istikrar arayışına yönelik iradesini pekiştirmesi açısından stratejik bir dönemi işaret ediyor. Ancak bölgedeki güç dengeleri ve dış aktörlerin etkisi, sürecin karmaşıklığını artıran temel unsurlar arasında yer alıyor.