ERMENI HABER AJANSI

Fransız Le Spectacle du Monde dergisine konuşan David Vardanyan, Azerbaycan’da yasa dışı şekilde tutuklu bulunan babası Ruben Vardanyan’ın durumuna dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Röportajda, Vardanyan ailesinin babalarıyla iletişim kurmakta yaşadığı ciddi zorluklar, mahkeme sürecindeki şeffaflık eksikliği ve uluslararası kamuoyunun sessizliği ele alındı.

David Vardanyan’a göre, Azerbaycan’daki tutukluluk koşulları tamamen belirsizliğe gömülmüş durumda. Aile, bazen haftalar boyunca Ruben Vardanyan’dan haber alamıyor; haberleşme ise çoğunlukla Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla sınırlı şekilde sağlanıyor. Ancak bu iletişim bile her an kesintiye uğrayabiliyor. Mektuplar ise neredeyse ulaşmıyor ya da aylarca gecikmeyle ulaşıyor. Üstelik Bakü yönetimi Kızılhaç’ın faaliyetlerini yasaklamaya hazırlanıyor. Aile mensuplarının ziyaret hakkı bulunmazken, yerel avukatlar üzerinde baskı olduğu ve uluslararası insan hakları savunucularının süreci yakından izlediği ifade ediliyor.

Röportajda, Ruben Vardanyan’ın 2023 Eylül ayında gözaltına alınışının özellikle kameralarla kaydedildiği ve bu durumun Azerbaycan’ın bilinçli bir mesaj politikasıyla örtüştüğü belirtiliyor. Vardanyan ailesi, Azerbaycan’ın bu tutumu ile tüm Ermeni halkına gözdağı vermeyi amaçladığını düşünüyor. Özellikle Karabağ’ın ardından Syunik bölgesinin hedef alınabileceği yönündeki tehditkâr söylemler de bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Azerbaycan’ın, Ermenistan topraklarını “Batı Azerbaycan” olarak nitelemesi ise David Vardanyan’a göre büyük bir tehdit içeriyor.

Yargı süreci ise "absürd bir tiyatro" olarak tanımlanıyor. Ruben Vardanyan’a yöneltilen 44 suçlamanın hiçbir somut kanıta dayanmadığı, dava dosyasının 25 bin sayfayı aştığı ve yalnızca Azerice sunulduğu aktarılıyor. Savunma avukatlarının dosyaya erişimi kısıtlanırken, uluslararası basın ve insan hakları örgütlerinin duruşmalara girmesine de izin verilmediği bildiriliyor. Bu nedenle süreç, adil yargılanma hakkının açıkça ihlal edildiği bir örnek olarak görülüyor.

David Vardanyan, babasının tutukluluğunun yalnızca bireysel bir mesele olmadığını, onunla birlikte 22 Ermeni esirin daha Azerbaycan’da alıkonulduğunu hatırlatarak, uluslararası toplumun sessizliğini bozmasının hayati önem taşıdığını ifade ediyor. Bu konuda sosyal medyadan radyoya kadar her mecrada ses çıkarmak gerektiğini, özellikle Avrupa ülkeleri ve ABD nezdinde baskının artırılması gerektiğini belirtiyor. Avrupa’nın Azerbaycan’la enerji işbirliğini sürdürmesine yönelik eleştiriler de dile getiriliyor.

Yeni Amerikan yönetimine dair umutlar ise temkinli. Trump döneminde Hristiyan kimliğe yönelik bir duyarlılığın olduğunu hatırlatan David Vardanyan, bu hassasiyetin Ermeni davası açısından fırsata dönüşebileceğini düşünüyor. Ancak Ermenistan hükümetinin, özellikle esirlerin iadesi konusunda daha kararlı ve etkili adımlar atması gerektiği yönünde mesajlar da dikkat çekiyor. Diasporadaki destek güçlü olsa da, diaspora ile Erivan yönetimi arasındaki uyum eksikliği, siyasi anlamda ortak bir iradenin ortaya konmasını zorlaştırıyor.

Son olarak, David Vardanyan babası Ruben Vardanyan’ın her zaman Artsakh’ın (Dağlık Karabağ) teslim edilmesine karşı çıktığını hatırlatıyor. Ona göre bu teslimiyet, yalnızca Karabağ’ı değil, tüm Ermenistan’ı tehlikeye atıyor. Bu bağlamda, esirlerin özgürlüğü meselesinin yalnızca insani değil, aynı zamanda ulusal bir güvenlik meselesi olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor.