ERMENI HABER AJANSI

Artsakh’a (Dağlık Karabağ) karşı bir terör savaşının başlatılmasından bu yana, savaşı durdurmak için sadece askeri mücadele ve silahlı kuvvetlerin cezalandırıcı eylemlerine değil, aynı zamanda yapay bir devletten başka bir şey olmayan Azerbaycan devletini devirmek için adımlar atılması gerektiğine dair sık ​​sık değerlendirmeler yapıldı.

Ancak asıl mesele, savaşın kendisinin, Azerbaycan devletinin çöküşünün, yokluğunun kanıtı olmasıdır. Azerbaycan devletinin çöküşü nedeniyle büyük çaplı bir savaş mümkün hale geldi. Aksi takdirde Türkiye de terör kampına dönüşmezdi.

Azerbaycan devletinin çöküşünden sonra, Bakü’nün ikinci kez ilan edilen ateşkese de uymamasının nedenini, Türkiye’nin buna izin vermediğinde aramak lazımdır.

Bu savaş, bir kişinin gücüne ve güvenlik korkusuna dayanan, başka bir devletin jeopolitik bir şantajıdır.

Türkiye, içeriden halk ayaklanmaları, ulusal azınlıkların yasal ve siyasi ayaklanmaları vb. düzenleyerek, Azerbaycan devletini ortadan kaldırdı.

Bu durum, çöküşün bir sonraki adımı olabilir veya olmayabilir. Bir sonraki aşama zaten ilkinin nasıl bittiğine veya nasıl ilerlediğine bağlıdır.

Mesele şu ki, savaşın jeopolitik tabakalaşma zincirindeki mücadele, Azerbaycan’ın geleceğini de kapsamaktadır. Bu geleceğin ne olacağı, Azerbaycan’ın hangi biçim ve içerikte var olmaya devam edeceği, topraklarında güç dengesinin ne olacağı belli değildir. Pratikte mesele Azerbaycan’ın çöküşü değil, Azerbaycan’ın çöküşten sonraki biçimidir.