Kültür09:05, 06 Aralık 2018
Serdar Korucu'nun kitabında Halepli Ermenilerin başlarına gelen ikinci soykırım anlatılıyor

Serdar Korucu’nun Aras Yayıncılık’tan çıkan “Halepsizler”i Halep’in Ermenileri ile Ermenilerin Halep’ini anlatan, 1915 ile bugünü bütünleyen bir çalışma. Soykırım hafızasına ışık tutan bu kitap, bir dönüş-olmayan-dönüş ya da yersiz yurtsuzluk hikayesi de aslında.
Suriye İç Savaşı’ndan kaçarak dünyanın çeşitli bölgelerine göç etmek zorunda kalan Halepli Ermenilerin hikâyelerinin yer aldığı “Halepsizler” Aras Yayıncılık’tan çıktı.
İlk iki kitabında Türkiye’deki Suriyeli mültecilerle ilgili çalışan Korucu, bu son kitabında Halepli Ermenilere odaklanmış. Yöntem olarak yine söyleşiler üzerinden gitmiş yazar. Ancak kitabın kurgusunda soru soran gazeteci aradan çıkıyor ve söz tamamen anlatıcılara kalıyor.
Kitapta 22 röportaj var. Sadece biri Türkiye sınırları içinde, Antakya’da, ikisi Artsakh/Dağlık Karabağ’da, geri kalanlarsa Yerevan’da. Bunun nedeni ise savaş nedeniyle Halep’ten çıkmak zorunda kalan Ermenilerin çoğunun Türkiye’ye gelmemesi. Bu nedenle çalışma Türkiye sınırlarını aşarak ağırlıklı olarak Ermenistan’a taşınmış. “Bunda Halepli Ermenilerin soykırım hafızasını ve savaş anlatılarını ulus devletlerinde rahatlıkla konuşabildikleri gerçeğinin de etkisi var” diyor yazar.
Kitapta Halepli Ermeniler bazen bugünden başlayıp 1915’teki Soykırıma gidiyor, bazen de tersi. Yani anlatıcılar 1915 Ermeni Soykırımı ile bugün yaşadıkları arasında bir bağ kuruyorlar. Zaten Korucu da “Halepsizler’de yirminci yüzyılın başında felaketlerden sağ kurtulup Halep’te adeta küllerinden doğan bir halkın hikayesini, tam yüz yıl sonra küle dönen ve yeniden doğmaya çalışan kadim bir şehrin hikayesiyle birleştirmeye çalıştık” diye belirtiyor.
Bazı Halepli Ermenilerin başlarına geleni ikinci soykırım olarak gördüğünü belirtiyor yazar.
Korucu “Bunda soykırım hafızaları etkili. Benzeri bir şekilde İstanbul’da 6-7 Eylül Pogromu sırasında da pek çok Ermeninin ilk anda yaşanılanı soykırımın yaklaşması olarak hissettiğini günümüze ulaşan anlatılarından biliyoruz. Benzeri bir şeyi bugünkü savaş için de hissetmeleri bu açıdan doğal. Ayrıca IŞİD’in Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümüne kısa bir süre kala Der Zor’u ele geçirmesi ve Soykırım anıtını yıkması da soykırım algısını güçlendiren etkenlerden” diye ifade etti.
Halep’ten çıkmak zorunda kalan Ermenilerin birçoğunun Yerevan’a gittiği anlaşılıyor kitaptan.
Ermenistan bir noktada ana vatan olsa da Korucu oraya gidenlerin özellikle Yerevan’da Halep’teki gibi homojen yapılarını devam ettirdiklerine dikkat çekiyor. Bu vurgu ve kimi mülakatlarda kendini hissettiren şey Ermenilerin ‘yersiz yurtsuzluğu’ oluyor aslında.
Örneğin Yerevan’daki Nareg Kalaycıyan, oradan oraya göç etmek zorunda kalan ailesinin uzun ve sancılı geçmişine de göndermede bulunarak “Kendimi kaybolmuş hissediyorum” diyor. Korucu bu ‘dönüş-olmayan-dönüş’ ya da ‘yersiz yurtsuzluk’ duygusu için tarihe işaret ediyor.
“Kaybolmuşluk hissi mültecilerde de sık görülüyor. Fakat Ermeniler özeline baktığımızda bu his daha derin olabiliyor. Ermenistan’a gidenler mülteci olmasa da, aile geçmişlerini göz önüne aldığımızda son yüzyılda iki kez köklerinden koparıldılar. Birinde Soykırım etkili oldu, diğerinde savaş” diye yazıyor.
Türkiye sınırları içinde bulunan topraklarından edilen Ermeniler için bugün “Halepsiz” kalmak ne demek? Kitabın bu soruya yanıtı net: “Halepsiz kalmak, bir kez daha toprağından koparılmak, bir kez daha toprağı vatan yapan inşa ettikleri her şeyden, kiliseden, okuldan, mahalleden yine yeniden ayrı düşürülmek demek.” Korucu, bu “–siz kalma” halinin bizi de bulabileceğine dikkat çekiyor.
Kitapta “Bizlerin çıkaracağı ders Halepsiz kalma halinin bizler için de bir gün geçerli olabileceği. Yani benim de, bizim de bir gün İstanbulsuz kalabileceğim, kalabileceğimiz gerçeği. Çünkü savaşın, ölümün, soykırımın, felaketlerin kimi nerede bulacağı belli olmuyor ve herkesin başına istisna gözetmeden gelebiliyor” ifadeler yer alıyor.
Bölümün son haberlerİ

Bu prestijli etkinliğe 32 ülkeden 1260’tan fazla katılımcı iştirak etti.

Etkinlik, Ermenistan Tarihi Müzesi ile Louvre arasındaki işbirliğinin yeni bir aşamasını simgeliyor ve geçen yıl imzalanan mutabakat zaptına dayanıyor.

Festival kapsamında yerel ve çevre bölgelerden katılımcılar, ayrı stantlarda ürünlerini, yöresel yemekleri, tatlıları, el sanatlarını ve sanat eserlerini sergileyecek.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Ermenistan hükümetinin aldığı kararı ABD basınında gündem oldu.
Maka Boçorişvili, Dışişleri Bakanlığı’nın girişimiyle, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan dışişleri bakanlıkları arasındaki ilk toplantının Tiflis’te gerçekleştiğini hatırlattı.
Piskopos Norvan Zakaryan tarafından kutsanan Surp Karapet Kilisesi on yılı aşkın süredir Limburg bölgesindeki Ermeniler için hem ruhani hem de kültürel bir merkez olarak hizmet veriyor.
Ombudsmanlık ofisi Azerbaycan’da yasa dışı şekilde özgürlüğünden mahrum bırakılan Ermenilerin haklarıyla ilgili endişelerin düzenli olarak Ermenistan’ın yetkili kurumlarıyla paylaşıldığını kaydetti.
Ritter, “Kapsamlı Güvenlik ve Dayanıklılık 2025” uluslararası konferansında yaptığı konuşmada, misyonlarının savunma gücü olmadığını vurguladı.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |