ERMENI HABER AJANSI

UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'ne 3 yıl önce dahil edilen Van’daki tarihi Ermeni Aktamar Kilisesi, UNESCO'nun Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne girmek için gün sayıyor.

Van Kültür ve Turizm Müdürü Muzaffer Aktuğ,  Kiliseyle ilgili UNESCO sürecini 2015'te başlattıklarını anlattı. "Gerekli şartları taşıyan adamız, 2015'te geçici miras listesine alındı. Müzeler Genel Müdürlüğümüzle yaptığımız görüşmede, bu yıl Aktamar Anıt Müzesi'nin kalıcı listeye alınması için çalışma başlatıldığı haberini aldık." diye konuştu.

Kudüs'ten İran'a kaçırıldıktan sonra 7. yüzyılda Van'a getirildiği rivayet edilen "Hakiki Haç"ın bir parçasını barındırmak maksadıyla, Kral I. Gagik'in emriyle milattan sonra 915-921 yıllarında Gevaş ilçesindeki adaya inşa edilen kilise, 2005'te Türkiye’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yaklaşık 4 milyon lira harcanarak restore edildi. Kilisenin aslına uygun olarak inşa edilmesini sağlamak amacıyla, alanında uzman sanat tarihçi, arkeolog ve inşaat mühendislerinin yanı sıra Ermeni asıllı bir mimarın da görev aldığı restorasyon, 2 yıl sürdü.

Restorasyon sonrası Kilisenin açılışı, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, Ermenistan Kültür Bakanı Yardımcısı Gagik Gürciyan ile 30 ülkenin büyükelçisi ve Ermeni cemaati temsilcilerinin katılımıyla yapıldı. Aktamar Kilisesinin kazılar sırasında ortaya çıkarılan bazı yapıları ile manastır ve şapel bölümlerinde de ikinci restorasyon çalışması başlatıldı. Ermeni vatandaşlarının yılda bir kez ayin yapmasına izin verilen Aktamar Kilisesi, 7 ayda 83 bin turisti ağırladı.

Aktamar adasının adının nereden geldiği konusunda mevcut olan en yaygın rivayete göre, zamanında adada yaşayan Ermeni başkeşişin "Tamara" adlı kızına, bir genç çoban aşık olur. Genç, kızla buluşmak için her gece adaya yüzer, Tamara da yönünü bulması için fenerle yardım eder. Bu durumu öğrenen kızın babası, fırtınalı bir gece elinde fenerle adanın kıyısına iner. Sürekli yer değiştirerek çobanın adaya ulaşmasını engeller. Yüzmekten yorulan genç, "Ah Tamara" diyerek gölün suları arasında kaybolur. O günden sonra ada, "Ah Tamara" ismiyle anılır.