Soykırım11:08, 07 Mayıs 2018
Salih Müslim'in Ermeni kökenli olduğu iddiası ve memleketindeki Müslümanlaştırılmış Ermeniler

3 Mart 2013’te hayatını kaybeden Müslüm Gürses (Müslüm Akbaş), 7 Mayıs 1953’te, Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Fıstıközü köyünde dunyaya geldi. Pek çok haberde “Türkmen asıllı” olduğu iddia edilen Gürses’in hayatını kaybetmesinden sonra ailesinin Ermeni olduğuna, Soykırım sırasında Müslümanlaş(tırılan)lardan olduğuna dair haberler gündeme geldi.
Bianet’te yer alan haberde “Bu iddia doğru mudur bilinmez ama bölgenin yaklaşık 100 yıl önce büyük bir yıkıma uğradığı ve bazı Ermeni ailelerin Müslümanlaş(tırıl)anlar arasında olduğu kesin bir gerçek” ifadelerine yer verildi.
Müslüm Gürses’in doğduğu Fıstıközü köyü, bağlı olduğu Halfeti (Rumkale) ilçesine 22 kilometre, Birecik’e ise 19 kilometre uzaklıkta. Bu iki yerleşim yeri de, etraflarındaki köylerle birlikte Soykırım’dan etkilendi.
Makalede, “Patrikhane kayıtlarına göre, Antep-Urfa yolunun ortasında, Fırat’ın kıyılarında yer alan kaza merkezi Birecik, 1914 yılında 1.500 kişilik Ermeni nüfusunu barındırıyordu. Şehir, Mezopotamya’ya açılmak isteyenlerin Fırat üzerinde yer alan zorunlu uğrak noktasıydı. Rumkale ise 1151 ile 1292 arasında katolikosluk merkezi olarak hizmet vermişti ve kazanın tamamında 1.500 Ermeni yaşıyordu” diye yazıyor.
Makalede ayrıca ise Prof. Verjine Svazlian’ın, Türkçede Belge Yayınları’ndan çıkan “Ermeni Soykırımı” kitabında yer alan 1900 doğumlu Hagop Cırcıryan’ın anlatısına yer verildi: “Benim sülalem Kilikya’nın Hromkla yani Rumkale adı verilen yerindendir. Sürgüne gittiğimde 15 yaşındaydım. Keşke kör olsaydım da, şu gözler o dehşet verici manzaraları görmeseydi. Yayan olarak Humus-Hama’ya vardık. Yolda Türkler sözümona askere alma bahanesiyle Ermeni erkeklerini topladılar; aslında onları Berlin-Bağdat demiryolu inşaatına götürdüler; o demiryolu onların emeğiyle inşa edildi. Hayvan gibi, kamçı darbeleri altında, aç susuz çalıştırılıyorlardı… Çocukları ve kadınları ise ellerini ayaklarını bağlayıp boğazlamak için Fırat kıyısı boyunca dizmişlerdi.”
Raymond Kevorkian’ın Türkçe olarak İletişim Yayınları’ndan çıkan “Ermeni Soykırımı” kitaba göre ise, bölge Ermenileri yok edildikten sonra geri kalan nüfus için yemek sorunu meydana gelmişti. Eekmek yokluğuna çözüm olarak Antep Ermenileri arasındaki fırıncılar zorla Urfa ve Birecik’e gönderildi, ayrıca bölgede “şahtur” denilen salları yapmayı bilenler Ermeniler olduğundan Rakka’dan 2.500 sürgün Birecik’e gönderildi.
“Ermenilerin hayatta kalmalarının bir başka şartı da din değiştirmeleriydi. Bir Amerikalı misyonerin Amerikan Konsolosu J. Jackson’a ilettiği bilgiye göre en büyük Ermeni grubuna – yani Birecikli Ermenilere önce din değiştirme çağrısı yapılıyor ardından tehcir başlıyordu. Rumkale kazasındaki Ermeniler ise son erkeklerin de öldürülmesinin ardından 22 Ağustos 1913 ile 24 Şubat 1916 arasında görev yapan kaymakam Midhat Bey’in yönetimi altına tehcire uğradılar. Birecikli Ermeniler arasında da hayatta kalanlar arasında din değiştirmeyi bir kurtuluş yolu olarak görenler oluyordu. Rakka’ya gönderilenlere bölge müftüsünün ortak geleceklerinin “güvencesi olarak” din değiştirmeye çağırması üzerine, Garabed Kapigyan’ın tanıklığına göre, Müslümanlaşanlar arasında iki Birecikli Ermeni de bulunuyordu”.
Müslüm Gürses’in ailesinin kökleri bu ailelerden birine mi dayanıyor belli değil ama Almanya’nın Halep Konsolosu Walter Rössler’in anlatısı, 100 yıl önce bölgeyi en iyi aktaranlar arasında:
“17 Temmuz’dan bana aktarıldığına göre, yirmi beş gün boyunca Rumkale, Birecik ve Cerablus’ta Fırat Nehri’nde yüzen cesetler görülmüş. Cesetlerin hepsi aynı tarzda, sırt sırta birbirine bağlanmış. Bu sistematik düzenleme insanların rastgele öldürülmediklerini, yetkililer tarafından hazırlanan genel bir imha planının söz konusu olduğunu gösteriyor… Birkaç gün sonra cesetler tekrar görünmeye başladılar, sayıları daha fazlaydı. Bu sefer esas olarak kadın ve çocuk cesetleri söz konusuydu.”
Bölümün son haberlerİ

Meclis üyeleri ayrıca, İspanya’daki Ermeni toplumunun soykırımın tanınması yönündeki çalışmalarına destek vermeye hazır olduklarını belirttiler.

Enver, Ermeni Soykırımı’nın başlıca planlayıcı ve uygulayıcılarından biri oldu.

Soykırımın tanınmasını Türkiye'nin ısrarla reddetmesinin yalnızca geçmişiyle yüzleşmesini engellemediği, aynı zamanda demokratikleşme sürecine ilerlemesini de sekteye uğrattığı vurgulandı.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Ermenistan–Türkiye normalleşme sürecinin özel temsilcisi, ülkenin imzalayacağı herhangi bir anlaşmanın iki temel unsuru içereceğini belirtti.
Görüşme 20 dakika sürüp bitirken son dakikalarda Ermenistan basına sızan haberler ortaya çıktı.
Ermenistan Başbakanı ile Azerbaycan Cumhurbaşkanının ise belgeyi imzalayarak barış, refah ve istikrara giden yollarını teyit edecekleri belirtildi.
Simonyan, barışın kalıcı hâle geleceği ve Ermenistan’ın her zaman hayalini kurduğu, ebedi bir cumhuriyetin inşasının devam ettiği mesajını verdi.
Başbakan’ın sözcüsü Nazeli Baghdasaryan, hükümete akredite basın kuruluşlarının belirlenen süreye kadar yalnızca bir soru gönderebileceğini bildirdi.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |