ERMENI HABER AJANSI

Ermenistan eski Savunma Bakanı Vagharşak Harutyunyan 1994 yılında Ermenistan, Azerbaycan ve Karabağ arasında imzalanan Bişkek Protokolü hakkında konuştu.

Harutyunyan, Ermenistan toplumunun bir kısımının Karabağ Savaşı'nı sona erdiren ataşkes anlaşmasının (Bişkek Protokolü) bir yanlış olduğunu ve Ermeni güçlerinin Azerbaycan'ın tamamen kapitülasyonuna kadar gitmesi lazım olduğunu düşündüğünü söyledi.

Harutyunyan'a göre, Azerbaycan 1994 yılındaki ateşkesten sonra, Ermeni güçlerinin Karabağ'ın 1988'deki sınırlarına konuşlandırılacağını umuyordu.

Harutyunyan ''Onun için Azerbaycan ateşkes anlaşmasını imzaladı. Şu anda Ermeni toplumunda, Ateşkes anlaşmasının imzalanmasının doğru olmadığı ve Azerbaycan'ı teslim olmaya zorlamak gerektiğine dair düşünceler var. Ancak bu yanlış bir yaklaşım, çünkü onların teslim olması için Bakü'ye girmemiz gerekiyordu.

Genel olarak, düşmanın teslim olması için, ordusunu tamamen tahrip etmesi gerekir. Ancak belgenin imzalanması sırasında, Azerbaycan ordusu hem silah hem de asker rakamıyla Ermeni birimlerinin önünde olmaya devam ediyordu'' ifadelerini kullandı.

Bişkek Protokolü, 5 Mayıs 1994'te Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ve Rusya yetkilileri arasında imzalanan ateşkes anlaşmasıdır. Azerbaycan'ın kış taarruzu Aralık 1993'te Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri Karabağ'ın bütün cephelerinde sürpriz baskın düzenleyerek başlatmıştı. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, insan dalgası hücum taktiğiyle ilk aşamada cephenin kuzey ve güneyde Ermeni mevkileri ezmişti. Fakat iki aylık kış taarruzu başarısız olmuş ve taarruz sırasında Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, 5.000 - 8.000 askeri kaybetmişti. Bu askeri başarısızlığının ardından Haydar Aliyev diplomatik kanalları kullanarak kendi seçmenlerin kabul edebileceği barış koşullarını aramaya başlamıştı ve Ermenistan Cumhuriyeti'nin savunma bakanları ile Dağlık Karabağ Savunma Ordusu başkumandanı ateşkes anlaşmasını imzalamışlardı. Azerbaycan'da karşıtı gruplar Dağlık Karabağ Cumhuriyeti temsilcisinin imzasının bulunduğu belgeye imza atan hükumeti eleştirmişlerdi.