ERMENI HABER AJANSI

İngiliz “Varsity” gazetesinde 7 Ekim’de yayınlanan makalede eski Sovyet Birliğinde çekilen en güzel filmlerine değinildi. Bu filmler arasında, dünyanın en büyük “görsel şairlerden” biri olarak bilinen Ermeni yönetmen Sergey Paracanov’un eserlerine de önemli yer verildi.

“Paracanov, sovyetler dönemindeki Tiflis’te yaşayan bir Ermeni ailesinde doğdu. Sovyet Birliğinde film yapımcılığı kariyerine başlamadan önce lirik film kurucusu oldu”, diye anlatan makalede, toplumcu geröekliliğin gözardı edilmesi ve Paracanov’un alışılmamış yaşam tarzı nedeniyle yakında onun hemen hemen tüm filmlerinin Sovyet Birliğinde yasaklandlğı hatırlatılıyor.

Paracanov’un “unutulan ataların gölgesi” ve “Nar rengi” adlı filmlerini tekrar izlediğini dile getiren makale yazarı, “Nar rengi” adlı çalışmanın, Paracanov’un en etkileyici ve tartışmalı eseri olduğuna inandığını ifade etti.

Sergey Paracanov kimdir?

Ünlü Ermeni film yönetmeni Sergey Paracanov, 9 Ocak 1924 tarihinde Tiflis’te doğdu. “Andrieş” adlı ilk uzun filmini 1955 yılında çeken Paracanov, daha sonra “İlk oğlan”, “Ukrayna rapsodisi”, “Taş üzerinde çiçek” eserlerine imza attı. 1964’te çekilerek dünyanın en iyi filmler listesine giren ve tam 28 ödül kazanan “Unutulan ataların gölgesi” filmi ise, yönetmene dünya çapında ün kazandırdı.

1966 tarihinde çalışmalarına başladığı “Kiev freskleri” isimli filmi yakında yasaklandı, bu filmden günümüzde sadece birkaç kare kaldı. 1969 yılında çekilen “Nar rengi” ise Paracanov’un sanatını en iyi tanıtan eser oldu.

17 Aralık 1973 yılında eşcinsellikle suçlanan Paracanov, 5 yıllık hapis cezasına mahküm edildi. Dört yıl sonra Fransız aydın Louis Aragon’un çabalarıyla serbest bırakılan Paracanov, 1982’de tekrar gözaltına alınarak 11 ay hapiste kaldı.  Fakat tutuklu olduğu dönemde bile ünlü sanatçı, farklı biçimlerle sanatını icra etmeye devam ediyordu.

Paracanov’un “İtirif” adlı son otobiyografik çalışması, hastalığı nedeniyle yarım kaldı, fakat bu film için hazırlanan tüm malzemeler, Mikayel Vardanov’un “Paracanov։ son ilkbahar” adlı belgeselinde kullanıldı.