• Hakkımızda
  • İletİşİm
  • Soykırım
  • Karabağ
  • Askerİ
  • Alıntı
  • Makale
11 Eylül, 2025
Perşembe 13:44
Tür|Հայ|Pуc

ERMENI HABER AJANSI

Kısa ve öz
  • Röportaj
  • Ekonomİ
  • Polİtİka
  • Toplum
  • Kültür
  • Eğİtİm
  • Bölge
  • Dünya
  • Hukukİ
  • Spor

Polİtİka09:27, 03 Şubat 2017

Thomas de Waal’dan Ermeni-Türk ilişkileri hakkında yeni kitap

Thomas de Waal’dan Ermeni-Türk ilişkileri hakkında yeni kitap

Kafkasya üzerine yaptığı araştırmalarla ve Karabağ çatışmasını konu alan ‘Karabağ: Barış ve Savaş süreçlerinde Ermenistan ve Azerbaycan’ kitabıyla tanınan gazeteci, yazar Thomas de Waal’ın yeni kitabı İletişim Yayınları’ndan “Büyük Felaket’ten Sonra: Soykırım’ın Gölgesinde Ermeni-Türk İlişkileri” başlığıyla çıktı. “Agos” gazetesinden Varduhi Balyan, De Waal ile kitabından yola çıkarak, günümüzde Güney Kafkasya’da yaşanan gelişmeleri konuştu.

Yeni kitabınızda Ermeni-Türk ilişkilerini tarihsel bir perspektifle sunuyorsunuz. Bu kitabı yazma fikri sizde nasıl doğdu? 

Meslek hayatımın büyük bir kısmını ya Rusya’da ya da Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan gibi Güney Kafkasya topraklarında geçirdim. ‘Doğu Ermenistan’ ve Dağlık Karabağ’a yaptığım ziyaretler sayesinde Ermenileri daha yakından tanıdım. Fakat düzenli olarak yaptığım bu seyahatlerde, Ermenilere dair kavrayışımda büyük bir eksiklik olduğunu hissediyordum. Yerevan’dayken birdenbire ufukta gördüğünüzde sizi şaşırtan Ararat Dağı’nın muazzam varlığının verdiği his gibiydi biraz; aslında hep orada ama işte bazen insanın gözüne görünmüyor. O kayıp parça ‘uzaktaki o dağ’ tabii ki şimdi 1915-16 Ermeni Soykırımı olarak adlandırdığımız olaylar sırasında yiten insanlar, kaybedilen Ermeni anavatanının sebep olduğu dehşet ve onun modern Ermenistan tarihi üzerindeki etkisiydi.

Benim için dönüm noktası, New York Başepiskoposu Barsamian’ın beni Amerikalı Ermenilerin Türkiye’nin doğusuna yapacağı hac yolculuğuna davet etmesi oldu. Atalarının topraklarını ziyaret eden, çoğu yaşlılardan oluşan bir grup Ermeni ile geçirdiğim birkaç gün, unutulmaz ve dokunaklı bir deneyimdi. Bu kadar etkilenmemin ilk sebebi, yolculukta o insanların içinden dökülüveren unutulmaz aile hikâyeleriydi. İkincisi, bu tarihi yerleri ziyaret edebilme şansını yakalamış olmamdı. Üçüncüsü de bu yolculuğu yaptığım 2012 yılında Doğu Anadolu geçmişini ve tarihini kabulleniyordu; tanıştığımız Türklerin ve Kürtlerin neredeyse hepsi çok samimi davrandılar. Hem Türkler hem de Kürtler bölgelerinin Ermeni mirası ve 1915-16’da ne kadar çok şey kaybedildiği konusunda son derece samimi ve dürüstlerdi.

Benim için bu yolculuk, bu zor ve karmaşık meselenin kapısını açan anahtar oldu. Sonraki yıllarda birçok Ermeni, Kürt ve Türk ile uzun uzun konuşarak, Ermeni-Türk ilişkilerini keşfederek epey zaman geçirdim. Ben akademik olarak tarihçi değilim; seçkin tarihçilerin on yıllardır çalıştığı bir alana katkı sunmaya kalkışmam uygun olmazdı. Fakat kendimi, yakın geçmiş ve tarihin bugüne etkisi üzerine çalışan ve zamanın siyasi bağlamını iyi kavrayan bir ‘şimdiki zaman tarihçisi’ olarak tanımlayabilirim. Kitabımın teması da bu zaten; işlerin neden bu kadar değiştiğini ve olaylardan yüz yıl sonra bile bu meselenin neden hâlâ bu kadar sancılı olduğunu irdeleyen, 1916 sonrası Ermeni-Türk ilişkilerinin ‘tarihinin tarihi’ üzerine bir çalışma. 

Şu anki Ermenistan-Türkiye uzlaşma süreci hakkında ne düşünüyorsunuz? Size göre ne gibi engeller var?

Bardağın yarısı dolu mu, boş mu diye sorulur ya hani, bu da biraz ona benziyor. Yani nereden baktığınıza bağlı. İyimser olan biri, bardağın yarısının dolu olduğunu söyleyecektir ama kötümser olan ise yarısı boş bir bardak görecektir. Ermenistan-Türkiye ilişkileri konusunda hâlâ bardağın yarısının dolu olduğunu söylemek için geçerli sebeplerimiz var. Öncelikle şöyle bir gerçek var: 15 yıl önce Türkiye’de yaptığım görüşmeleri anlatmam ve bu görüşmeleri anlatan bir kitabın Türkiye’de yayınlanması mümkün olmazdı. Türkiye toplumumun büyük bir kısmı, neredeyse tüm Osmanlı Ermenileri’nin öldürüldüğü, tehcir edildiği veya zorla Müslümanlaştırıldığı tarihlerinin karanlık sayfalarıyla yüzleşti. 1970’li yıllarda Türkiye’de kök salan inkarcı anlatı geçersiz hale geldi. Tarihçiler gerçek olayları yazıyor ve kitaplar basılıyor. Birkaç kilise yeniden açıldı. Sıradan Ermeniler ve Türkler arasında kültürel düzeyde birçok bağ kuruldu.

Fakat bir yandan bardağın yarısının boş olduğunu söylemek de mümkün. Türkiye’deki Ermeni mimari mirasının çok büyük bir kısmı hâlâ viran hâlde. Ders kitapları hâlâ tarihin yanlış bir versiyonunu anlatıyor. Birçok Ermeni ve Türk hâlâ birbirine öfkeli. Sınırın açılmasını ve diplomatik ilişkilerin kurulmasını sağlayabilecek olan protokoller süreci de 2010’da boşa çıktı. Dahası, o zamandan bu yana resmi ilişkiler daha da kötüye gitti ve yeni bir açılım olacağına dair pek umut yok. Ankara ve Yerevan arasında resmi düzeyde bir yakınlaşma olmadıkça sıradan insanların yapabileceği şeyler kısıtlı. 

Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde Azerbaycan faktörüne gelecek olursak, Türkiye’nin Nisan 2016’da Karabağ’da yaşanan dört günlük savaştaki tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu tutum, Türkiye-Ermenistan ilişkilerini nasıl etkiledi veya etkileyecek?

Bana kalırsa Ermenistan-Azerbaycan ve Ermenistan-Türkiye ilişkilerini iki ayrı mesele olarak ele almalıyız. Azerbaycanlıların ve Türklerin çok ortak noktası olsa da nihayetinde farklı tarihleri, dini aidiyetleri ve dünya görüşleri olan iki ayrı halklar. Bilinen tarihi bir gerçeği bir kere daha tekrarlayalım: Türklerin çoğunluğu Sünni’dir ve Osmanlı İmparatorluğu soyundan gelir; Azerbaycanlıların çoğunluğuysa Şii’dir ve tarihlerinin büyük bir kısmında Pers veya Rus hakimiyeti altında yaşamışlardır.

Ermeni-Türk ilişkileri oldukça asimetriktir; Ermeniler, Türk/Osmanlı yetkililer yüzünden büyük acılar çekmiştir. Tabii Ermeniler de Türklere acı çektirmiştir ama bu çok daha hafiftir. Ermeniler ve Azerbaycanlılar arasındaki çatışma aşağı yukarı simetriktir; bu çatışmada her iki taraf da birbirinden çekmiştir ve her iki tarafın da şikayetçi olmak için meşru gerekçeleri vardır.

Yani bence şu an Türkiye’nin Karabağ çatışmasında Azerbaycan devlet politikasını destekliyor olması talihsiz bir durum. Azerbaycan’a da hiçbir faydası olmayan bu tutum, Ermenistan-Türkiye arasındaki uzlaşma girişimlerini de olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin daha objektif kalıp, Bakü’deki hükümeti bölgede barışı sağlamak için daha cesur ödünler vermeye ikna edecek bir ‘tarafsız aracı’ konumunda olması çok daha iyi olur. Bu, Türkiye de dahil herkesin yararına olacaktır. 

Ermenistan-Türkiye normalleşme sürecine dönecek olursak, sizce hem Ermenistan hem de Türkiye tarafının bu konuda atması gereken adımlar nelerdir?

Bu zor meselelerin parçası olan iki taraf da birbirine karşı iyi niyet göstermeli ve adımlar atmalı. Bu adımların da karşılıklı olması gerekiyor. Ben bu adımları, her biri bir sonrakini devirerek harekete geçiren domino taşlarına benzetiyorum. Ermenistan ve Azerbaycan gibi tarihsel yaralarına dair güçlü duyguları olan küçük toplumların ilk adımı atması zordur. Daha büyük ve güçlü bir devlet olan Türkiye’nin ilk adımı atması daha mantıklı olacaktır.

Bence ilk adım diplomatik ilişkilerin düzeltileceğinin ilan edilip sınırın açılması olmalı. Bir de mesela Talat Paşa’nın adını taşıyan sokakların adlarının değiştirilmesi gibi sembolik hareketler de görmek isterim. Elbette Ankara’daki hükümetin 1915-16’ya dair inkârcı yaklaşımı resmi olarak reddettiğine dair güçlü bir işaret ve 1915-16’da hayatını kaybedenlerin torunlarından özür dileyen daha dolu bir açıklama görmeyi de isteriz. Tüm bunlar ‘soykırım’ kelimesini kullanmadan da yapılabilir.  

Ermenistan tarafına gelecek olursak, onların da atması gereken adımlar var. Her şeyden önce, Dağlık Karabağ sınırları dışındaki işgal edilmiş bölgelerin tekrar Azerbaycan’ın kontrolüne verilmesini öngören bir yaklaşımla, Karabağ çatışmasına dair daha ciddi ve kapsamlı müzakereler yürütme konusunda  kararlılık göstermeli. Türkiye konusunda da, 1970’li ve 80’li yıllarda Ermeni terröristlerin öldürdüğü diplomatların akrabalarından özür dileyen bir açıklama yayınlamak uygun olacaktır. Ama tekrar edeyim: Ermenistan tarafı ancak Türkiye ilk adımı attıktan sonra harekete geçecektir. 

Azerbaycan’ın yapması gerekense son derece basit: Ermenistan-Türkiye normalleşme sürecinin önünde engel teşkil etmemeli ve bu normalleşmenin Ermenistan-Azerbaycan çatışmasında uzlaşmaya varmak konusunda ne kadar etkili bir katalizör olabileceğini anlamalı.

Kaynak:   Ermenihaber.am

Bölümün son haberlerİ

Ermenistan ve Azerbaycan heyetleri sınır bölgesinde görüştü
12:28, 11 Eyl
Ermenistan ve Azerbaycan heyetleri sınır bölgesinde görüştü

Heyetlerde, Ermenistan-Azerbaycan devlet sınırının belirlenmesi ve sınır güvenliği konularıyla ilgili komisyonların üyeleri yer aldı.

Ermenistan ve İran dışişleri bakanlıkları arasında konsolosluk görüşmeleri gerçekleşti, muhtıra imzalandı
11:39, 11 Eyl
Ermenistan ve İran dışişleri bakanlıkları arasında konsolosluk görüşmeleri gerçekleşti, muhtıra imzalandı

Taraflar, iki ülkenin hukuki, ticari-ekonomik ve bilimsel-eğitim alanlarında karşılıklı işbirliğini derinleştirme yönünde çabalarının altnı çizdiler.

Başbakan: Ermenistan–ABD mutabakatı üzerine çalışmalar bugün de sürüyor
11:25, 11 Eyl
Başbakan: Ermenistan–ABD mutabakatı üzerine çalışmalar bugün de sürüyor

Paşinyan, bu tür mutabakatların genellikle bir ya da iki yıllığına imzalandığını, üç yıla kadar uzatma olanağı bulunduğunu belirtti.

Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”

En Çok Okunan

Türk blogu, Ermenistan hakkında 20 ilginç bilgi sunuyor
Türk blogu, Ermenistan hakkında 20 ilginç bilgi sunuyor

Ermenistan yüzölçümü bakımından küçük olsa da, köklü tarihiyle dünyanın en eski medeniyetlerinden birine ev sahipliği yapar.

Ermenistan’da turizm patlaması
Ermenistan’da turizm patlaması

Ermenistan Ekonomi Bakanı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ülkenin turizm verilerini değerlendirdi.

Dünya Kupası elemelerinde Ermenistan’dan İrlanda’ya karşı zafer, F Grubu’nda ikincilik (Video)
Dünya Kupası elemelerinde Ermenistan’dan İrlanda’ya karşı zafer, F Grubu’nda ikincilik (Video)

Bu sonuçla F Grubu’nda Portekiz iki galibiyetle 6 puanla liderliğini sürdürürken, Ermenistan 3 puanla ikinci sıraya yerleşti.

Ermenistan Başsavcısı, Uluslararası Savcılar Birliği İcra Komitesi üyesi seçildi
Ermenistan Başsavcısı, Uluslararası Savcılar Birliği İcra Komitesi üyesi seçildi

Ermenistan Başsavcılığı, 1999 yılı Ocak ayından bu yana IAP’ye üyedir ve ilk kez İcra Komitesi üyeliğine aday gösterilmiştir.

Geçen հaftanın en iyi taraftar anı: UEFA, Ronaldo ile Ermeni çocuğun yer aldığı videoya değindi (Video)
Geçen հaftanın en iyi taraftar anı: UEFA, Ronaldo ile Ermeni çocuğun yer aldığı videoya değindi (Video)

Bu paylaşım, yalnızca futbolseverler için değil, özellikle Ermenistan’da çocukların ve genç taraftarların futbolla olan bağını güçlendiren, sembolik değeri yüksek bir olay olarak değerlendirildi.

Foto

picture Van’ın Akhtamar Adası’ndaki Surp Haç Ermeni kilisesinde ayin yapıldı

Vİdeo

picture Ermeni Soykırımı konulu “Anadolu hikayesi” filmi
Hava durumu

Takvİm

Anket

Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?

Evet0%
Hayır100%
Bilmiyorum0%
Daha sonra açılır0%

Pİyasalar

EURTRYUSD
549.8490.05485.12

ERMENİ HABER AJANSI

Kısa ve öz

  • Hakkımızda
  • İletİşİm
  • Soykırım
  • Karabağ
  • Askerİ
  • Alıntı
  • Makale
  • Facebook
  • Youtube
  • Twitter
  • RSS
© Copyright EH ermenihaber.am 2015
Tüm hakları saklıdır
  • Facebook
  • Twitter
  • Youtube
  • RSS
{"core.poll.vote_empty":"core.poll.vote_empty"}