ERMENI HABER AJANSI

Lübnan Kilikya Katolikosluğu, Adana’daki  mülklerinin iadesi için Türkiye Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. Bir Ermeni kurumu tarafından açılan ilk mülk davası niteliğini taşıyan bu davada Katolikosluğ’un  Avukatı Cem Sofuoğlu konyla ilgili “Agos”a konuştu.

Şimdiye kadar Diaspora’nın, meseleye siyasi yaklaştığını, şuan ise ilk defa hukuki alana geçerek  Türkiye’deki hukuktan talepte bulunulduğunu dile getiren Sofuoğlu, Türkiye’de bireylerin açtığı mülk davaların da olduğunu, fakat şimdiye kadar kazanılmış hiçbir dava olmadığını belirtti.

Avukat Sofuoğlu,  “Daha önce bu mülkleri istemeye kalktığınızda hakkınızda dava açılıyordu. Bu sebepten hapse giren insanlar var. Ama artık soykırım hakkında konuşulabilecek bir ortam var. Bu davanın soykırım konusuyla ilgisi yok ama bir Ermeni dinî kurumunun bu davayı açması, geçmişte büyük sansasyon yaratırdı. Açamazdık böyle bir dava”. ifadelerini kulladı.

Yüz yıl önce Kozan’da Ermenilere ait bir dinî merkez olduğunu gösteren fotoğrafların mevcut olduğunu, bugün bile Kozan’da herkesin bu kalıntılara manastır dediğini dile getiren avukat,  Kadastro kayıtlarında bile bölgenin “Manastır Caddesi” olarak geçtiğini bildiriyor. Kozan’daki kalıntılar, Türkiye Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınmış bir SİT alanıdır.

1983 ve 2001 tarihlerde Kadastro Genel Müdürlüğü’nce yayınladığı iki genelgede, mütegallip kişi olarak belirtilen Ermenilerin mallarıyla ilgili hiçbir işlemin yapılmaması, bilgi verilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Aradan 100 yıl geçmiştir, Ermenilerden kalan araziler üzerinde defalarca satış işlemleri ve inşaat yapılmıştır, eski tapularda tarif edilen arazileri tespit etmek artık çok zor. Kadastro Kanunu’na göre ise mülk sahibi mülkünü sadece 10 yıl içerisinde geri talep edebilir. Dolayısıyla, şansı çok düşük bu tür davaların. Fakat Kilikya davasında Manastır hâlâ vardır, ispat sorunu yok.

Sofuoğlu, “Kilikya Katolikosu Aram 1, tamamen yasal yolları tercih etmeyi uygun gördü. Buradan sonuç alınamazsa, AİHM’e başvurulacak. Mahkeme bizi haksız bulursa, gerekçe olarak zaman aşımını gösterebilir. Yüz yıl geçti malum, iç hukuk yollarını tüketin öyle gelin diyebilir. Haklısınız derse, yine bizi yerel mahkemeye yönlendirecek ve yeni bir yasal yol açılacak. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin tapuya talimat verecek hali yok, bizim gidip yerel mahkemeden bu kararı almamız gerekiyor. Ama sonuçta mahkemeyi bağlayan bir karar çıkacak.

Kilikya davasının, özel mülkler için açılabilecek davalara emsal oluşturamayacağını iddia eden Sofuoğlu,  olsa olsa kiliselere örnek olabileceğini dile getirerek, “Çünkü bizim söylediğimiz şey, mülkiyet hakkımızın ve inanç özgürlüğümüzün ihlal edildiği şeklinde. Bu talep, Anayasa’nın ‘Din ve Vicdan Hürriyeti’ başlıklı 24. maddesine dayanıyor. Tazminat ileride özel mülk davalarında bir yol olabilir, ama devletin en azından kiliseleri iade etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.