ERMENI HABER AJANSI

Hafta sonu Yunanistan’da yapılan referandumdan sonraYunanistan’ı ve AB’yi temsil eden yetkililer, Atina’nın borcunu görüşmek üzere dün Brüksel’de toplandı. Yunanlı yetkilile, 7 milyar Euro’luk bir kredi alabileceklerinin işaretini verdi. Yunan tarafın  talep edeceği  bu acil mini krediyle Atina, 20 Temmuz’da AB Merkez Bankası’na (ECB) ödemesi gerektiği  3.5 milyar Euro’luk kredi borcunu ve kısa vadede karşılaması gereken bazı diğer yükümlülüklerini yerine getirmek istiyor. Brüksel ise, bu kredi için öncelikli olarak üçüncü kurtarma paketinin hazırlanması gerektiğini belirtti.

Eurogroup Bakanı Jeroen Dijsselbloem, Atina’dan bu konuda yazılı bir mektup alınca talebi bugün telekonferansla değerlendireceklerini ve  hemen Euro Bölgesi liderlerine aktaracaklarını dile getirdi. Brüksel’in, bu talebi pazar günü düzenlenecek ve AB’nin tamamı olan 28 ülke liderinin katılacağı özel bir toplantıda oya sunacağı öğrenildi. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk,Yunanistan’ın sadece 5 günü kaldığını iddia ederken, Merkel ise pazar gününün Yunanistan’ı kurtarma açısından “Evet ya da hayır” anlamına geldiğini dile getirdi.

Yunanistan, Avrupa Istikrar Fonu’ndan (EFSF) sağlanan 130.9 milyar Euro’luk borcun yapılandırılması ve bir bölümünün tıraşlanmasını istiyor. Merkel’in ise bu konuda “Borcun tıraşlanması söz konusu değil” dediği öğrenildi.

IMF, Yunanistan tarafından kredisini geri ödemediği nedeniyle yeni kredi veremeyeceğini  bildirdi. Bir IMF yetkilisi, “İMF Başkanı Lagarde, IMF’nin borç geri ödemelerini geciktirenlere ilişkin politikası nedeniyle yeni kredi verme imkânı olmadığını anlattı” dedi.

Brüksel’deki acil toplantısı öncesi Yunanistan Başbakanı Tsipras’ın, borç krizine bir çözüm bularak Euro Bölgesi’nde kalmasından yana olan ABD Başkanı Barack Obama ile telefon görüşmesi yaptığı bildirildi. Edinen bilgiye göre Obama, müzakerelerde başarılı bir sonuç çıkmasını ümit ettiğini dile getirdi. Daha sonra Almanya Başbakan Merkel’i arayan Obama’nın “Yunanistan’ın reformlarını sürdürebilecek ve Euro Bölgesi’ndeki büyüme ve borç sürdürülebilirliğini geri getirecek kalıcı bir anlaşmaya ulaşılmasının, herkesin çıkarına olduğu” ifadelerini kullandığı öğrenildi.