Röportaj20:22, 01 Mart 2011
Fehiye Çetin :Türkiyenin resmi tarihi ve resmi söylemi koca bir yalan üzerine kuruldu

Geçtiğimiz günlerde Erivana gelen Hrant Dinkin avukatı ve “Anneannem” kitabının yazarı Fethiye Çetin, “Torunlar” kitabının tanıtımını yaptı.
Fethiye Çetin, “Anneannem” adlı kitabında bir islamlaştırılmış Ermeninin torunu olduğunu anlatıyor. Adı, Seher olarak değiştirilen Hevanuş Hanım, 1915 Ermeni tehcirinde, annesinin elinden askerlerce zorla alınmış ve bir Müslüman kızı olarak büyütülmüş, evlendirilmiş
Erivan’dayken Fethiye çetin Ermenihaber.am haber sitesine özel demeç verdi. Kendisine yönetilen sorularına verdiği cevapları aşağıdaki gibidir.
İslamlaştırılmış bir Ermeninin torunu olduğunuzu öğrenirken ne hissetiniz?
İlk duygum, ‘isyan’dı. Bize yalan söylendiğini öğrendiğimde, tarihin beni de bu kadar ilgilendiren bir dilimine ilişkin gerçeklerin bizden saklandığı için kuvvetli bir öfke ve yalanlar karşısında isyan. Sokaga çıkıp ‘bize yalan söylüyorlar’ diye bas bas bağırmak istedim.
Aynı zamanda derin bir utanç duygusu kapladı içimi. İnsanın insana yaptığı bu inanılmaz davranışlar ve vahşet karşısında insan olarak utanç duydum. Utanç duygumun bir başka nedeni de, taşıdığım kimliklerin birinin diğerine yaptıklarından utanç duyma şeklinde gerçekleşti. Ve aynı zamanda derin bir acı…
Bu günler Erivanda 2. kitabınızın “Torunlar”ın basın tanıtımını yaptınız. Kitap hakkında biraz anlatır mısınız?
Anneannem kitabı, Türkiye’de 2004 yılında yayınlandı. Bu kitabın yayınlanmasının ve kitapla ilgili haberlerin basında yer almasının ardından o kadar çok insan bana ulaşıp kendi ninelerinin ya da dedelerinin hikayesini anlattı ki, bu hikayelerin her biri, resmi tarihin ve resmi söylemin koca bir yalan üzerine kurulduğunu kanıtlıyordu. Ayrıca, Anneannem kitabı ile hikayenin, yani bir insan hikayesinin bu yalanları tam ortasından çatırdattığını, okuyan her insanda 1915’te neler olduğuna ilişkin merak uyandırdığını gördük. Ayşe Gül Altınay ile birlikte bu hikayeleri de bir kitapta toplamaya karar verdik. Anlatılan çok sayıda hikayeden sadece kabul edenlerinkini kitaba aldık. Yıllardır yaratılan tabu ve korkular nedeniyle çok sayıda hikaye ne yazık ki kitaba giremedi.
Edebi faaliyeti dışında , siz mükemmel bir avukatsınız. Şu an Hrant Dinkin davasıyla da uğraşiyorsunuz. Bu davadan ne bekletileriniz var?
Hrant’ın öldürülmesiyle birlikte artık sadece Hrant Dink davaları, soruşturmaları ile Agos ve Hrant Dink Vakfı’nın avukatı olarak çalışıyorum. Cinayetin üstünden dört yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına, mevcut sanıkları yani tetikçileri amettirenin cezalandırılabilmesi için kuvvetli bir kamuoyu yanında, dünya kadar delil, belge ve bulgu bulunmasına rağmen bugüne kadar ne yazık ki bu mümkün olmadı. Çok kısaca ifade etmek gerekirse, belge var, delil var, tanık var ancak bütün bunları soruşturacak bir irade yok. Aksine güçlü bir irade bu davanın nasıl sonuçlanması gerektiğine karar vermiş ve sınırlarını çizmiş, yargılama makamları da bu sınırın dışına çıkmıyor.
Ancak, kamuoyu dört yılı aşkın bir zamandır, Hrant’ın asıl katillerinin cezalandırılmasını talep ediyor ve bu talep hala çok güçlü. Bu cinayetin ipuçları yargı konusu yapılmasa da devlet görevlilerini işaret ediyor ve bunu davayı izleyen herkes görüyor.
Bu dava, büyük bir olasılıkla o güçlü iradenin yani devletin çizdiği sınırlar içinde sonuçlanacak. Ancak, bu dava süreci Türkiye’de bugüne kadar faili meçhul kalmış cinayetlerin de tekrar gündeme gelmesine, tartışılmasına, bu cinayetler etrafında yeni birliktelikler kurulmasına, tarihin araştırılmasına yol açtı. Dava nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın bu süreç devam edecek ve bütün faili meçhul cinayetler ve bu cinayetleri besleyen sistem sorgulanacak. Bu dava, geçmişle yüzleşmenin ve hesaplaşmanın önemli bir aracı olacak.
Türkiyede, Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik kamu talebi var mı?
Ciddi ve yaygın bir kamu talebi olduğunu söyleyemeyiz ancak ciddi bir karşıtlık da olduğunu sanmıyorum. Devlet siyasetinin kamu talebiyle ilgisi yok. İlişkilerin normalleşmesi, samimi bir irade ve biraz cesaret gerektiriyor. Mevcut siyasilerin bu iradeden ve cesaretten yoksun olduklarını düşünüyorum. Ancak, tabanda normalleşme hızla ve sağlıklı bir biçimde sürüyor, umut verici olan da bu.
Bölümün son haberlerİ

Ermenistan'da İsviçreli Ermeni gazeteci, fotoğrafçı Sönmez'in "Yaralı Yavru Kartal" kitabının tanıtımı yapıldı. Sönmez, Ermenihaber.am'e kitabını değerlendirdi.

Ermenihaber.am, Ermeni Soykırımı'nın 110. yıldönümü vesilesiyle, türkolog ve tarih bilimleri adayı Meline Anumyan ile özel bir röportaj yaptı.

Saadollah Rezai, "Region Monitor" haber sitesine özel bir röportaj verdi.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Aslan'ı konuşması sırasında sürekli olarak hakaret içeren sözlerle kesmeye çalışan iktidar partisi milletvekili, milli takımın eski futbolcusu Ünal Karaman oldu.
Haberde, 2011 yılında Ermenistan’da kurulan ve günümüzde 1,5 milyar dolar değer biçilen "Picsart" şirketinin başarı öyküsüne de yer verildi.
Sevag Balıkçı, 2011'de Ermeni Soykırımı'nın anıldığı gün olan 24 Nisan'da, zorunlu askerliğini yaparken Batman'da Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetmişti.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Roma'da Ermenistan Cumhurbaşkanı Vahagn Khaçaturyan ile bir araya geldi.
Eduard Sharmazanov'un konuşması sırasında Azerbaycan heyeti provokasyon girişiminde bulunarak onu yarıda kesmeye çalıştı.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |